Yargıtay 9. Hukuk Dairesi
E:2015/31428, K:2019/2594, T:04.02.2019
Fazla mesai yaptığı iddiasında bulunan banka şubesi operasyon yöneticisi olan davacı işçi ile ilgili olarak banka tarafından bilgisayar açılış ve kapanış kayıtlarının sunulduğu gözetilmeli, log kayıtları tek başına mesainin başlangıç ve bitiş saatlerini belirlemeye elverişli olmamakla birlikte bu kayıtlar incelenerek davacı tanıklarının beyanları ile birlikte değerlendirmeye tabi tutularak sonuca gidilmesi gerekmektedir.
DAVA: Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
YARGITAY KARARI
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının davalı bankanın çeşitli şubelerinde 06/10/2008-19/11/2013 tarihleri arasında operasyon yöneticisi olarak 08.30-20.00 arasında çalıştığını, 1475 Sayılı İş Kanunu’nun 14.maddesi gereği aranan çalışma süresi doldurduğunu ve işyerinden ayrılmak istediğini iddia ederek , kıdem tazminatı ve fazla mesai alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, zamanaşımı itirazında bulunarak davacının 06/10/2008-19/11/2013 tarihleri arasında brüt 6.110 TL ücretle çalıştığını, iş sözleşmesini haksız ve geçersiz bir şekilde tek yanlı iradesi ile sona erdirdiğini, davacının istifa ettiğini, kıdem tazminatı talebinin usul ve yasaya aykırı olduğunu ve fazla çalışma alacağının bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, davacının bilirkişi raporunda belirtilen tarihler arasında ve ücretle davalı işyerinde çalıştığı, davalı tarafça istifa ettiğinden tazminat hakkı bulunmadığı ve davanın reddi savunulmuş ise de; bu hususun usulünce kanıtlanamadığı, davalı işyerinde 5 yılı aşan hizmeti bulunan davacının tazminat hakkından vazgeçecek şekilde davranmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu, işçi lehine yorum ilkesi de dikkate alınarak mevcut belgeler ve tanık beyanlarından davacının Sosyal Güvenlik Kurumu’ndan aldığı kıdem tazminatı ödenmesine ilişkin 21 yıllık sigortalılık süresi, 5653 prim ödeme gün sayısı içeren belgeyi işverenliğe sunarak yasal haklarını talep ettiği, ayrıca ücret alacağı bulunan davacının kıdem tazminatına hak kazandığı kanaatine varılarak alacakları yönünden bilirkişiden alınan 05/05/2015 havale tarihli hesap raporu dosyadaki belgelere usul ve yasaya uygun olup benimsendiğinden belirtilen miktarla sınırlı olarak kıdem tazminatı ile fazla mesai ücreti alacak taleplerinin kabulüne ve fazla mesai ücretinden takdiren % 30 oranında indirim yapılmasına karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Davacının fazla mesai yapıp yapmadığı taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
Sözü edilen çalışmaların yapıldığını işçi, karşılığı ücretlerinin ödendiğini ise davalı kanıtlamalıdır.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma ve tatil alacaklarının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma ve genel tatillerde çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İşçinin çalışma olgusunun tespitinde işyerinde veya komşu işyerinde çalışanların tanıklığı önemli olduğu gibi tanık olarak dinlenecek kişinin tanıklığına güveni etkileyebilecek bir durumun olup olmadığı da araştırılmalıdır. Tanıklar belirli bir dönem çalışmışlarsa ve başkaca delil yok ise beyanlarının belirttikleri dönemle sınırlandırılması gerekir.
Somut uyuşmazlıkta, davacı fazla mesai yaptığı iddiasında bulunmuş ve bu iddiasını ispat bakımından tanık deliline başvurmuştur. Yargılama sırasında dinlenen davacı tanıkları … ve … davacıyla birlikte… şubesinde çalıştıklarını ve davacının fazla mesai yaptığını beyan etmişlerdir. Mahkemece benimsenen bilirkişi raporunda bu tanıkların beyanlarına dayanarak davacının 25.12.2008 ve 25.12.2013 tarihleri arasında 09.00-20.00 saatleri arasında haftada 5 gün, günde 11 saatten toplamda 55 saat (5 gün x 11 saat) çalıştığı, 5 saat ara dinlenmenin tenzili ile 50 saat çalıştığı, dosyaya sunulan insan kaynakları yönetmeliğine göre haftalık 40 saat olduğu ve iş sözleşmesindeki fazla mesailerin aylık ücrete dahil olduğu hususları gözetildiğinden haftalık 4.5 saat fazla mesai yaptığı kabul edilerek hesap yapılmıştır.
Davacının dosyaya sunulan bilgi kartına göre 1.1.2010-1.11.2013 tarihleri arasında … şubesinde çalıştığı ve davacı tanıklarının da davacıyla … şubesinde çalıştıklarını beyan ettikleri anlaşıldığından tanıkların beyanlarına çalıştıkları dönemle sınırlı olarak itibar edilmesi gerekirken 25.12.2008’den itibaren tanık beyanlarına dayanılarak fazla mesai alacağının hesaplanması hatalıdır.
Bunun yanında davalı tarafından davacının 11.11.2011-19.11.2013 tarihleri arasındaki bilgisayar açılış ve kapanış kayıtlarının sunulduğu görülmekle mahkemece bu kayıtlar incelenmemiştir. Bir başka anlatımla davacı tanıklarının beyanları dosyaya sunulan bu delille birlikte değerlendirilmemiştir.
O halde mahkemece yapılacak iş, log kayıtları tek başına mesainin başlangıç ve bitiş saatlerini belirlemeye elverişli olmamakla birlikte bu kayıtlar incelenerek davacı tanıklarının beyanları ile birlikte değerlendirmeye tabi tutularak sonuca gidilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olup bozma nedenidir.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 04/02/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.