Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin İfade Özgürlüğüne Bakış Açısı

Tanıma Ve Tenfiz Davalarına İlişkin T.C. Yargıtay 3. Hukuk Dairesi Kararı Özeti
22 Haziran 2020
Hayat Sigortası Sözleşmesinde Bildirilmeyen Hastalık İle Ölüm Arasında İlliyet Bağı
22 Haziran 2020

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin İfade Özgürlüğüne Bakış Açısı

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ nin İfade Özgürlüğüne Bakış Açısı

İfade özgürlüğü, Birleşmiş Milletler tarafından İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nde ilan edilen, birçok ülke tarafından kabul edilen bir haktır. İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’ nin 19. Maddesindeki tanım ise şöyledir:

Her ferdin fikir ve fikirlerini açıklamak hürriyetine hakkı vardır. Bu hak fikirlerinden ötürü rahatsız edilmemek, memleket sınırları mevzubahis olmaksızın malumat ve fikirleri her vasıta ile aramak, elde etmek veya yaymak hakkını içerir.”

Elbette ülkeden ülkeye bu hak daha değişik uygulanabilir. Devletlerin otoritesinde yaşayan ülkelerde o devletin sansürleri uygulanabilir. Ancak uluslararası hukukta ifade özgürlüğüne müdahale yöntemleri çok daha geniş bir biçimde ele alınmış olup konuyla ilgili Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ nin birçok kararı mevcuttur. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ nin ifade özgürlüğüne müdahalede bulunulup bulunulmadığı konusuna ilişkin yaklaşımını kavrayabilmek için aşağıda bir takım kararlar özetlenmiş haldedir. Uluslararası hukukta hangi durumların ifade özgürlüğüne müdahale olarak nitelendirildiğini kavramak için, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ nin bu konuya ilişkin kararlarını anlamak yararlı olacaktır.

 Financial Times Ltd. ve diğerleri & Birleşik Krallık, B. No: 821/03 15.12.2009

AİHM bu kararında, emir uygulanmamış olmasına rağmen bir yayıncıya anonim bir bilgi kaynağının kimliğinin açıklanması emri verilmesini ifade özgürlüğüne müdahale olarak değerlendirmiştir.

– Nedim Şener & Türkiye, B. No: 38270/11 08.07.2014

Çok ciddi bazı suçlamalar çerçevesinde yapılan ceza yargılaması neticesinde, araştırmacı gazetecilerin bir yıldan fazla süreyle tutuklu kalmalarını gazetecilerin ifade özgürlüğüne müdahale olarak değerlendirmiştir.

– Wille & Lihtenştayn, B. No: 28396/95 28.10.1999

Başvurucu Lihtenştayn İdare Mahkemesi Başkanıdır. Anayasal bir konuya ilişkin devlet başkanının görüşüne aykırı bir açıklama yapmış olması nedeniyle devlet başkanının başvurucuyu bir daha bir kamu görevine atamayacağı yönündeki niyetini açıklamış olmasını AİHM ifade özgürlüğüne müdahale olarak kabul etmiştir.

– Bowman & Birleşik Krallık, B. No: 141/1996/760/961 19.02.1998

Bu kararın verildiği incelemenin başvurucusu kürtaj karşıtı, kürtaja izin veren hükümlerin değiştirilmesi için çaba sarf eden, yaklaşık 50.000 üyesi olan bir topluluğun yöneticisi olan bir kişidir. Nisan 1992’ deki parlamento seçimleri öncesi, kürtaj karşıtı görüşlerini içeren 1.500.000 broşürün dağıtımı için çalışmalar yapmıştır. Başvurucu bunun üzerine genel seçime belli bir süre kala seçmenlere belli bir adayın lehinde ya da aleyhinde olacak şekilde görüş iletilmesi adına yetkili olmayan bir kimse tarafından 5 pounddan fazla harcama yapılmasını yasaklayan mevzuatın ihlal edilmesi hükmüyle suçlanmıştır. Dava zamanaşımından reddedilmiş olsa da 1979 ve 1982 yıllarında benzer suçlamalardan mahkum edilmiştir. AİHM söz konusu mevzuat hükmünün ifade özgürlüğüne müdahale teşkil ettiğine karar vermiştir.

– Altuğ Taner Akçam & Türkiye, B. No: 27520/07 25.10.2011

AİHM bu kararında başvurucunun Ermeni nüfusuna ilişkin 1915 yılında yaşanan hadiseleri içeren çalışmalar yapan bir tarih profesörü olduğuna, bu konuda kitaplar ve makaleler yayınladığına değinmiştir. Başvurucu mahkum edilmemiş dahi olsa milliyetçi kişiler tarafından kendisi hakkında suç duyurusunda bulunulmasının adeta bir kampanyaya dönüşmesi nedeniyle mağdur sıfatını haiz olduğuna kanaat getirmiştir. AİHM başvurucunun akademisyen olduğunu, bu karalama kampanyaları nedeniyle çalışmalarında kendisi sınırlayarak yeninden düzenlemeye mecbur kaldığını, bu durumun başvurucuyu mağdur pozisyonuna soktuğunu ve ifade özgürlüğüne müdahale edildiğini kabul etmiştir.

– Dilipak & Türkiye, B. No: 29680/05 15.09.2015

Başvurucu üst düzey askeri yetkililere karşı eleştiriler içeren bir makale yazmıştır. Bu yazılardan dolayı başvurucu silahlı kuvvetleri aşağılama ve askeri hiyerarşiye zarar verme suçlarından yargılanmıştır. Yargılama 6.5 yıl sürmüş ve kovuşturmanın zamanaşımına uğradığına karar verilmiştir. AİHM başvurucunun bu dava ile 6 aydan 3 yıla kadar hapis cezası alma riskiyle karşı karşıya geldiğini belirtmiştir ve bu tip davaların sahip olabilecekleri caydırıcı etki nedeniyle ifade özgürlüğüne müdahale olarak kabul etmiştir.

Görüldüğü üzere AİHM ifade özgürlüğüne müdahaleyi geniş yorumlamaktadır. Kişiler hakkında kesinleşmiş bir karar yahut mahkumiyet olmasa dahi “caydırıcı etki” nedeniyle bazı durumların ifade özgürlüğüne müdahale olarak kabul edilebileceği görüşündedir.

Comments are closed.