KORONA VİRÜS SALGINININ PAKET TUR SÖZLEŞMELERİNE ETKİSİ VE TÜKETİCİNİN HAKLARI

VERGİ HUKUKUNDA MÜCBİR SEBEP
24 Haziran 2020
HAKSIZ FİYAT DEĞERLENDİRME KURULU YÖNETMELİĞİ
24 Haziran 2020

KORONA VİRÜS SALGINININ PAKET TUR SÖZLEŞMELERİNE ETKİSİ VE TÜKETİCİNİN HAKLARI

Ülkemizi ve tüm dünyayı etkisi altına alan korona virüs salgını, hayatımızın her alanını etkisi altına aldığı gibi sosyal hayatımızı da olumsuz yönde etkilemektedir. Dünya üzerindeki birçok ülkenin sınırlarını kapatması, vatandaşlara evde kal çağrılarının yapılması ve sokağa çıkma yasaklarının uygulanması, tüketicileri tatil organizasyonlarını ertelemeye veyahut iptal etmeye zorlamaktadır. Hal böyle olunca, tüketiciler tarafından seyahat acenteleri aracılığı ile satın alınan paket turların akıbeti ve tüketicilerin sahip oldukları haklar gündeme gelmiş

Öncelikle paket tur sözleşmesinin tanımı, 29236 Sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Paket Tur Sözleşmeleri Yönetmeliği’nin Birinci Bölümünde yer alan Tanımlar başlığının 4. maddesinin f fıkrasında düzenlenmiştir. Bu maddeye göre paket tur sözleşmesi, paket tur düzenleyicileri veya aracıları tarafından ulaştırma, konaklama ve başka turizm hizmetlerinden en az ikisinin birlikte, her şeyin dahil olduğu fiyatla satıldığı veya satımının vaat edildiği ve hizmetin yirmi dört saatten uzun bir süreyi kapsadığı veya gecelik konaklamayı içerdiği sözleşmeleri ifade eder. Kanun maddesinin lafzından hareketle, bir sözleşmenin paket tur sözleşmesi kapsamında değerlendirilebilmesi için, ilk olarak seyahat acenteleri ile gerçek veya tüzel kişi olan tüketici arasında mevcut bir sözleşmenin varlığı gerekmektedir. İşbu taraflar arasında imzalanacak olan sözleşmenin konusu, ulaştırma, konaklama ve konaklama hizmetine bağlı olmayan başka turizm hizmetlerinden(rehberlik hizmeti, ören yeri ziyaretleri, çevre gezileri)  en az iki tanesini içermelidir. Birbirinden bağımsız olarak ifa edilen bu hizmetleri içeren veya bu hizmetlerden en az iki tanesini içermeyen sözleşmeler, Paket Tur Sözleşmeleri Yönetmeliği ve 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun  kapsamında yer alan paket tur sözleşmeleri hükümlerine tabii olmamaktadır. Örneğin, seyahat acentesi tarafından sadece ulaşım veya sadece konaklama hizmetinin sunulması halinde, sözleşme paket tur sözleşmesi kapsamında değerlendirilmemektedir. Ayrıca, sözleşmenin paket tur sözleşmesi sayılabilmesi için, seyahat acentesi aracılığıyla tüketiciye sağlanan hizmetin en az 24 saat sürmesi veya bir gecelik  konaklamayı sağlaması gerekmektedir. Sağlanan hizmetin 24 saatten kısa sürmesi veya gecelik konaklama içermemesi hallerinde meydana gelebilecek uyuşmazlık, paket tur hükümleri çerçevesinde değerlendirilmeyecektir.

Yönetmelikte yer alan bu maddeye ek olarak, Yönetmeliğin “Kapsam” başlıklı 2. maddesine göre:

  1. a) Paket turun ayrıntılarının, paket tur düzenleyicisi, aracısı veya katılımcısı tarafından belirlendiği veya aynı paket tur içindeki hizmetlerin ayrı ayrı faturalandırıldığı,
  2. b) Başka ülkelerdeki paket tur düzenleyicisi veya aracısı tarafından düzenlenmekle birlikte Türkiye’deki bir aracı veya temsilci vasıtasıyla satışa sunulan,
  3. c) Ticari veya mesleki faaliyetleri çerçevesinde paket tur hizmetinden faydalanan kişilerle kurulan sözleşmeler de paket tur sözleşmesi kapsamında değerlendirilecektir.

Korona virüs salgını ile birlikte, yukarıdaki şartları taşıyan paket tur sözleşmelerinin iptali ve iptal hakkının kullanılması kapsamında tüketicinin sahip olduğu haklara değinmek gerekmektedir. Sözleşmenin feshi koşulları, Paket Tur Sözleşmeleri Yönetmeliği’nin  16. maddesinde düzenlenmiştir. İlk olarak katılımcı(tüketici), fesih talebini paket tur düzenleyicisi veya aracısına yazılı olarak veya kalıcı veri saklayıcısı(whatsapp, kısa mesaj, e-mail, faks) ile bildirmek kaydıyla sözleşmeyi tek taraflı olarak feshedebilir. Burada önem arz eden husus, katılımcı tarafından gerçekleştirilecek feshi bildiriminin yazılı veya ispat açısından kolaylık arz edecek kalıcı veri saklayıcısı yöntemiyle gerçekleştirilmesidir. Tüketici tarafından yapılacak sözlü fesih bildiriminin ispatı mümkün olamamakta, daha sonraki aşamalarda hak kaybına sebebiyet verebilmektedir.

PTSY madde 16/2 uyarınca ” Paket turun başlamasından en az 30 gün önce yapılan fesih bildirimlerinde, ödenmesi zorunlu vergi, harç ve benzeri yasal yükümlülüklerden doğan masraflar hariç olmak üzere, herhangi bir kesinti yapılmaksızın katılımcının ödemiş olduğu bedel kendisine iade edilir.” ifadelerine yer verilmiştir. Eğer tüketici tarafından satın alınan paket turun başlama tarihine, 30 günden fazla gün varsa, tüketiciye zorunlu yasal kesintiler haricinde ödediği bedel iade edilmelidir. Turun başlangıç tarihine 30 günden az bir zaman kaldığı hallerde ise kanunda  ikili bir ayrım göze çarpmaktadır. Bu ayrımlardan ilki, katılımcının tüm özeni göstermesine rağmen öngöremediği ve engelleyemediği bir durum veya mücbir sebebin varlığı halidir. Mücbir sebep, bir sorumluluğun yerine getirilmesini veya bir hakkın kullanılmasını kısmi veya geçici suretle  engelleyen, olağanüstü, olağan dışı, mutad ve devamlı olanın dışında gerçekleşen bir olay, olgudur. Bu olay ve olgulara deprem, sel, salgın hastalık, tutukluluk, büyük ekonomik krizler örnek olarak verilebilir. Covid-19 salgınının da engellenemeyen bir hal olup olmadığı veya mücbir sebep teşkil edip etmediği hususuna, adli makamlar tarafından verilecek hükümlerden yola çıkılacak olmasına karşın, bu denli bir pandeminin mücbir sebep olarak tayin edilmesi, doğabilecek hak ihlallerini en az indirgemek ve hakkaniyet ilkesine uygun hareket etmek açısından yerinde olacaktır. Covid-19 salgınının mücbir sebep olarak değerlendirildiği ve turun başlama tarihine 30 günden az bir süre kala fesih bildiriminin yapılması hallerinde, ödenmesi zorunlu vergi, harç ve benzeri yasal yükümlülüklerden doğan masraflar ile üçüncü kişilere ödenip belgelenebilen ve iadesi mümkün olmayan bedeller hariç olmak üzere, herhangi bir kesinti yapılmaksızın katılımcının ödediği bedel kendisine iade edilir. Her ne kadar korona virüs salgınının mücbir sebep sayılması gerektiği yönünde doktrin görüşleri olsa da, paket tur sözleşmesine konu tatil destinasyonu veya farklı sebepler nedeniyle paket tur sözleşmesinin mücbir sebep sayılmayacağı halinin de irdelenmesi gerekmektedir. Korona virüs salgının mücbir sebep olarak değerlendirilmemesi durumunda, eğer seyahatin başlamasına 30 günden daha az bir zaman var ise ; sözleşmenin feshi halinde mezkur sözleşmede belirtilmek şartıyla belirli bir tutar veya oranda kesinti yapılacaktır. Sözleşmenin feshi halinde yapılacak bu kesintinin miktarına ilişkin kanun veya yönetmelikte herhangi bir hüküm olmamasına karşın, yapılacak kesintinin dürüstlük kuralına aykırılık teşkil etmeyecek şekilde uygulanması gerekmektedir.

Fesih bildiriminin paket tur sağlayıcısı veya aracısına ulaşmasından itibaren on dört gün içerisinde tüketiciye, ödediği bedel iade edilmelidir. Ancak yaşanan tur iptallerinin yoğunluğu ve bunun sonucunda acentelerin ekonomik açıdan zor durumda kalmaları sebebiyle finansal esneklik sağlanmış olup  15/05/2020 tarihinde 31128 Sayılı Resmi Gazetede yayımlanan değişiklik ile, 05/02/2020 tarihinden itibaren ifası öngörülen ve havayolu ile ulaştırma içeren paket tur sözleşmelerine ilişkin bedel iadelerinde, ”Paket tur düzenleyicisi veya aracısı tarafından hava taşıma işletmelerine ödenip belgelendirilen uçuş bedeli, uçuş yasağı kalktıktan sonraki altmışıncı günü izleyen 14 gün içerisinde katılımcıya iade edilir.” hükmü getirilmiştir. Ayrıca katılımcının bilgilendirilmesi ve açık onayının alınması koşuluyla, ödenmesi zorunlu vergi, harç ve benzeri yasal yükümlülüklerden doğan masraflar hariç olmak üzere katılımcının ödemiş olduğu bedel, uçuş yasağı kalktıktan sonraki altmışıncı günü izleyen on dört gün içerisinde iade edilir.

Burada dikkat edilmesi gereken bir diğer nokta, taraflar arasında akdedilen paket tur sözleşmesinde yer alan sorumsuzluk kaydına ilişkindir. Salgın hastalığın veya korona virüs salgınını mücbir sebep kapsamına alınmadığı veya PTSY çerçevesinde tüketicinin sahip olduğu haklardan feragat ettiği yönündeki kayıtlar geçersizdir. PTSY madde 18 uyarınca ”Sözleşme metninde veya müstakil herhangi bir belgede katılımcının bu Yönetmelikte yer alan haklarını kullanmaktan feragat ettiğine dair veya paket tur düzenleyicisi ya da aracısının bu Yönetmelikten kaynaklanan yükümlülüklerini sınırlayan veya ortadan kaldıran kayıtlar geçersizdir.” ibaresi yer almaktadır.

Paket tur sözleşmeleri 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun kapsamında düzenlendiğinden, uyuşmazlığın  hakem heyetlerinde mi yoksa mahkemelerde mi görüleceği hususu parasal sınırlara bağlıdır. 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 68. ve Tüketici Hakem Heyetleri Yönetmeliğinin 6. maddelerinde yer alan Parasal Sınırların Arttırılmasına İlişkin Tebliğ’in 3. maddesi uyarınca ;

  1. a) 6.920,00 Türk Lirası altında bulunan uyuşmazlıklarda İlçe Tüketici Hakem Heyetleri,
  2. b) Büyükşehir statüsünde olan illerde 6.920,00 Türk Lirası ile 10.390,00 Türk Lirası arasındaki uyuşmazlıklarda İl Tüketici Hakem Heyetleri,
  3. c) Büyükşehir statüsünde olmayan illerin merkezlerinde 10.390,00 Türk Lirasının altında bulunan uyuşmazlıklarda İl Tüketici Hakem Heyetleri,

ç) Büyükşehir statüsünde olmayan illere bağlı ilçelerde 6.920,00 Türk Lirası ile 10.390,00 Türk Lirası arasındaki uyuşmazlıklarda İl Tüketici Hakem Heyetleri görevlidir. Şayet paket tur sözleşmesinin değeri 10.390,00 Türk Lirasının üzerinde ise, artık yetkili yer Tüketici Mahkemeleridir.

Stj. Av. Muammer AYDIN

Comments are closed.