SATIŞ SÖZLEŞMELERİNDE YARAR VE HASARIN İNTİKALİ

VERGİ USUL KANUNU GENEL TEBLİĞİ 24 MART 2020
24 Haziran 2020
KORONA VİRÜS ve BORÇ İLİŞKİSİ
24 Haziran 2020

SATIŞ SÖZLEŞMELERİNDE YARAR VE HASARIN İNTİKALİ

Bu çalışmada, hasar kavramı ve kavramın Roma Hukukundan itibaren tarihsel gelişimi, uluslararası alanda satış sözleşmelerinde hasarın intikaline ilişkin hükümler, iç hukukumuzda ise 818 sayılı Borçlar Kanunu ile 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun özel hükümler başlıklı satış sözleşmelerinde yarar ve hasara ilişkin koşulları düzenleyen 208 inci madde, madde metninde belirtilenler haricinde yarar ve hasarın ne şekilde intikal ettiği ve intikaline ilişkin sonuçları incelenmiştir.

 I.GENEL OLARAK HASAR ve YARAR KAVRAMI

Satış sözleşmelerinde ve her iki tarafa borç yükleyen sözleşmelerde hasar, edimin taraflardaherhangi bir kusur bulunmaksızın ve öngörülemeyen, beklenmeyen durumlar sebebiyle imkansız hale gelmesinin bir sonucu olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu sonuca göre malın ortadan kaybolması, beklenen faydayı karşılayamayacak hale gelmesi ve durumunun git gide ağırlaşmış olması hasarın vuku bulabilecek hallerindendir.[1]

Yarar ise kendiliğinden yahut her malikinin normal olarak yapacağı faaliyetler neticesinde ortaya çıkan her türlü fazlalık veya fazla değer olarak tanımlanabilir.[2]

 II.HASARIN İNTİKALİNE İLİŞKİN DÜZENLEMELER

A. ULUSLARARASI DÜZENLEMELER

Hasar kavramının ilk ortaya çıkışı Roma Hukuku ile olmuş, dönemin düşünüş tarzı zamanla uluslararası mevzuatlardaki yenilikler ile terk edilmeye çalışılmıştır. Bu doğrultuda ülkelerin kanunlarında gerçekleştirilen kodifikasyonlar sayesinde bu kurallar, hayatın olağan akışına uygulanabilir şekilde güncellenmiştir. Bu nedenle aşağıda kodifikasyonlar öncesinde ve sonrasında yaygın uygulamalar incelenmiştir.

1) Kodifikasyonlar Öncesinde Hasar Sorumluluğu

              A) ROMA HUKUKU

Roma hukukunun bakış açısına göre hasarın, sözleşmenin kurulduğu anda alıcıya geçtiği ve hasarın müşteriye ait olduğu kabul edilmektedir. Bu bakış açısı bize, uygulandığı dönemin satış sözleşmelerinin basit alış-verişlerle gerçekleştirildiği izlenimini uyandırmaktadır.

              B) FRANSA HUKUKU

Fransız hukukunda hasar, kural olarak Medeni Kanun’un 1 Ekim 2016 tarihinde yürürlükten kaldırılan 1138. maddesine göre,sözleşmenin kurulması ile birlikte, ürünün malikine geçer[3].

              C) AVUSTURYA VE ALMANYA HUKUKU

Avusturya ve Alman hukukunda ise mülkiyetin teslim ile geçtiği kabul edildiğinden hasar yönünden kural olarak sözleşme konusu malın teslimi ile hasar da alıcıya intikal eder.

             D) İSVİÇRE HUKUKU

1879 yılından önceki İsviçre Borçlar Kanunu’nun hükümleri incelendiğinde, kanunun ilk tasarısında hasarın intikalinin, mülkiyetin geçişinin bir sonucu olarak benimsendiği görülmektedir.

              1) Kodifikasyonlar Sonrasında Hasar Sorumluluğu

              A) FRANSA HUKUKU

2016 yılında yapılan düzenleme ile 1138 inci madde yerine getirilen 1196 ncı maddede eski sistem takip edilerek, sözleşmenin imzalanması anında mülkiyetin devrinin, buna bağlı olarak da hasarın intikalinin gerçekleştiği kabul edilmiş, fakat verme yükümlüsünün (1344-2 inci madde ve 1351-1 inci maddelerde belirtilen koşulara tabi olarak) yaptığı masrafı bildirim ile birlikte geri alabileceği ek olarak düzenlenmiştir.

              B) İSVİÇRE HUKUKU

1879 yılından sonra yapılan değişiklikler neticesinde İsviçre Hukukunda İsviçre Borçlar Kanununun 185. maddesine göre hasarın intikali sözleşmenin kurulduğu anda gerçekleşir. Burada kanun maddesi, sözleşme ile belirlenebilme durumunu veya halin icabından doğan istisnaları ayrı tutmuştur. [4]

              C) ALMANYA HUKUKU

Avrupa Birliği direktifleri doğrultusunda uyum sağlanabilmesi için Alman Reform Kanunu 01.01.2002 yılında yürürlüğe girmiş olup BGB[5] yönünden ifa imkansızlığı başlığı ile bir çok maddeye ilişkin yeni düzenlemeler getirmiştir. [6]

               d) Avusturya Hukuku

Mülkiyetin geçişi yine teslimle gerçekleştiği kabul edilerek hasarın teslim ile intikal ettiği kabul edilmiştir. Ancak, teslimin gerçekleştirilip gerçekleştirilmediğine bakılmaksızın, önceden belirlenmiş bir vadenin dolması ile hasar alıcıya intikal eder.[7]

             E) VİYANA SATIM SÖZLEŞMESİ HÜKÜMLERİ (CISG)

Viyana Milletlerarası Mal Satımına İlişkin Sözleşmeler Hakkında Birleşmiş Milletler Anlaşması hükümleri esas alınarak yukarıda ifade edilen değişiklikler meydana gelmiştir. Sözleşme hükümleri incelendiğinde, alıcı ile satıcı arasındaki çıkar dengesinin gözetildiği anlaşılmaktadır. Tüm bunlarla birlikte uluslararası mal satımı hukukunun yeknesaklaştırılması bakımından önem taşımakta ve gerek alıcı gerek satıcı bakımından öngörülebilirlik sağlamaktadır.[8] Sözleşmenin 67 ila 69 uncu maddeleri arasında hasarın geçiş anına göre üç farklı ayrıma gidilmiştir. İlki sözleşme bakımında, ikincisi satılan ürünler bakımından, üçüncüsü bu iki halin dışında kalan durumlardır. Bunlar, 69 uncu maddede belirtilmiş olup, maddeye göre alıcının temerrüde düşmesi halinde hasar alıcıya geçmektedir.

           f) INCOTERMS

Incoterms, uluslararası satışlarda satış kurallarının belirlendiği bir metin olup Milletlerarası Ticaret Odası tarafından oluşturulmaktadır. Ancak bu kurallar sözleşme serbestisi ilkesi gereği tercih edilebileceğinden kanun gibi değerlendirilmemelidir. En güncel metni Incoterms 2010 olup 1 Ocak 2011’de yürürlüğe girmiştir. Bu kurallar çerçevesinde hasar, satıcının satılanın teslimine ilişkin yükümlülüğünü ifa ettiği anda intikal etmektedir.[9]

B.ULUSAL DÜZENLEMELER

1) 818 sayılı Borçlar Kanunu

BK madde 183 gereğince genel kural halin icabından ve özel şartlardan doğan istisnalar dışında satılan şeyin yarar ve hasarının, sözleşmenin kurulduğu andan itibaren alıcıya geçecek olmasıdır.Bu kural parça borçları için öngörülmüştür ve bedele ilişkin hasarlara yönelik bir düzenlemedir, yani sözleşmenin kurulduğu an ile ifa anı arasında satılan malın hasara uğraması halinde alıcı sözleşme ile kararlaştırılan bedelin tamamını satıcıya ödemek zorundadır. Satılanın zilyetliğini edinmemiş ve dolayısıyla hasarı önleyebilmek imkanı bulunmayan alıcının hasara katlanmasının doktrindeki yaygın görüşe göre  hakkaniyet ve menfaatler dengesine aykırı olacağı noktasında görüş birliğine varılmıştır.  Sonuç olarak uygulamada bütün ve eleştiriler karşısında bulunan çözüm 183 üncü maddede öngörülen hasarın geçişine ilişkin hükümde kuralın dar, istisnaların geniş yorumlanması olmuştur.[10]

2) 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu

Türk Borçlar Kanunu 208 ve 245 maddeleri arasında yarar ve hasarın hangi ana kadar satıcıya ait olacağına ilişkin yeni düzenlemeler getirmiştir. TBK 208 inci maddeye göre kanunundan, durumun gereğinden veya sözleşmede öngörülen özel koşullardan doğan ayrık haller dışında satılan yarar ve hasarı ;

  • Taşınır satışlarında zilyetliğin devri
  • Taşınmaz satışlarında ise tescil anına kadar satıcıya aittir.
  • Taşınır satışlarında alıcının, satılanın zilyetliğini devralmada temerrüde düşmesi durumunda zilyetliğin devri gerçekleşmişçesine satılanın yarar ve hasar alıcıya geçer.
  • Satıcı alıcının isteği üzerine satılanı ifa yerinden başka bir yere gönderirse yarar ve hasar satılan taşıyıcıya teslim edildiği anda alıcıya geçer.

Kanun maddesinin düzenlenme şekline bakıldığı zaman BGB 446[11]ncı hükmüne neredeyse eşdeğer olduğu yorumunu yapabilmekteyiz.Yapılan değişiklikle satış sözleşmesinde hasarın geçiş anı değiştirilmiştir.Taşınır satışlarında hasarın zilyetliğin devri ile birlikte alıcıya geçeceği kabul edilmiştir. BGB 446’ya göre de, yine teslim anından itibaren yarar alıcıya intikal eder ve alıcı bu nedenle alıcı bu masraflara da katlanır. Alıcının teslimde temerrüde düşmesi hali de teslim ile aynı sonucu doğurmaktadır. Taşınmaz satışında sözleşme ile satılan tescilden sonra alıcıya teslim edileceği kabul edilmiş ise hasar alıcıya fiilen teslim ile birlikte geçer.Taşınmazın tescilden sonraki bir tarihte teslim edileceğine dair sözleşmelerin yazılı şekilde yapılmasının gerekli olduğu 245 inci maddede belirtilmiştir. Bu sebeple, 27 nci madde kapsamında değerlendirildiğinde anılan sözleşme yazılı şekilde yapılmazsa kesin hükümsüzlük ile sakat olacağı anlaşılmaktadır. Alıcının talebi ile ilişkisiz fakat alıcı yararına olarak satış konusu malın gönderilmesi halinde kural olarak hasar alıcıya intikal etmez.

Satıcının kendisi veya herhangi bir üçüncü kişi/kurum vasıtası ile satılan malın alıcıya teslim edilmesi halinde bir mesafe satımı söz konusu olmayacağı, bedel hasarı yönünden de genel kural 208 inci maddenin üçüncü fıkrası doğrultusunda alacaklıya intikal etmeyeceği yönündedir.[12]

C. SATIŞ SÖZLEŞMELERİNDE HASARIN GEÇİŞİ VE ŞARTLARI

 1) GENEL KURAL VE HUKUKİ NİTELİĞİ

Genel kural, sözleşmenin kurulması anı ile satılanın alıcıya teslimine kadar geçen süre içerisinde hasardan satıcının sorumlu olacağı yönündedir. Taraflar sözleşme serbestisi doğrultusunda genel kuralın dışına çıkarak, hasardan sorumluluğu farklı şekilde kararlaştırabilirler.Bu yönüyle incelendiğinde kanunda yer verilen hüküm emredici değil, tamamlayıcıdı

2) İmkansızlık Halinde Hasarın Geçişi ve Zarardan Sorumluluk

Satış sözleşmeleri taraflara borç doğuran, karşılıklı bir sözleşmedir. Kanunda yer alan satış sözleşmelerinde hasarın geçişine ilişkin düzenleme, iki tarafa borç yükleyen sözleşmelerdeki hasarın geçişine ilişkin kuralın bir istisnası olarak önümüze çıkmaktadır.

Genel olarak ifa edilemeyen veya ifa edilemez duruma gelen bir edim imkânsızdır.[13]Alacaklının, ifayı elde edemeyeceği tüm durumlar ise imkânsızlık olarak sayılmalıdır.[14]Borçlu, genel olarak edimin imkânsız hale gelmesinden sorumludur, ancak edimin ifası, borçluya yükletilemeyen sebeplerle imkânsız olursa, borçluimkânsızlıktan sorumlu olmaz. (İfa imkânsızlığı çoğunlukla parça borçlarında söz konusu olur. Cins borçlarında borçlu, aynı cinsten başka bir şeyle ifa borcunu yerine getirebilir. Cins borçlarında cins yok olmayacağı için imkânsızlık da söz konusu olmaz ve edim hasarına borçlu katlanır.)

Subjektif imkansızlık halinde ise dürüstlük kuralı uyarınca ifanın gerçekleşme ihtimali oldukça düşük olmadıkça, imkânsızlığın sonuçları uygulanmamalıdır. Kişiye sıkı sıkıya bağlı bir edim söz konusu olduğunda, bu edimin ifasının imkânsız hale gelmesinde sübjektif değil objektif imkânsızlık söz konusudur. [15] Bu tarz bir edim borçlunun kişisel özellikleriyle sıkı bir bağ içindedir. Örneğin; bir ressamın elinin yaralanması sebebi ile bir süre resim yapamaması ile elini kaybetmesi halinde resim yapamaması, sübjektif imkansızlık ile objektif imkansızlık arasındaki farkı göstermektedir. Burada önemli olan husus, imkansızlığın sürekliliğinin olmasıdır. Eğer ressam iyileşebiliyor ise borç sona ermez.

Kısmi imkânsızlığın söz konusu olduğu bir borç ilişkisinde, ifanın yapılması ya da borcun sona ermesi alacaklının isteğine bağlıdır. Fakat burada, hasarın borçluya ya da alacaklıya ait olması önemlidir. Hasar alacaklıya aitse, sözleşmeden aksi anlaşılmadıkça, geri kalan kısmı ister kabul etsin ister etmesin alacaklı, kendi edimini tam olarak yerine getirmek zorundadır. Alacaklı alacağın imkânsızlaşmayan kısmından başka bir şey de talep edemez.[16]Örneğin, temerrüde düşen alıcının, sonraki imkânsızlık sebebiyle borçlunun sorumlu olmadığı hasara katlanması gerekir. Alıcı temerrüdünde borçlu, borcundan kurtulurken, alıcıdan da karşı edimi talep edebilir.

İmkansızlık hallerinde zarardan sorumluluk yönünden, kanunda md. 136/III olarak yer verilen ve borçlunun ikincil yükümlülüğü olan ihbar yükümlülüğü de unutulmamalıdır. Bu nedenle, imkansızlaşan edimin alacaklıya bildirilmesi gerekmektedir.

3) Taşınır ve Taşınmaz Satışlarında Hasarın Geçişi

Genel kuraldan yola çıkıldığında, satıcı satılanın zilyetliğini alıcıya devredene kadar ortaya çıkacak hasarlara katlanır.

  1. a) Taşınır Satışında Hasarın Geçişi

Taşınır satışlarında satıcı, satılanın zilyetliğini alıcıya devrederek edimini yerine getirmelidir. Böylece satıcı, taşınırın devrinden sonra ortaya çıkacak hasara katlanmaktan kurtulur. Zilyetlik kavramı, TMK’nın 973’üncü maddesinde “bir şey üzerindeki fiili hâkimiyet” şeklinde tanımlanır. Zilyetliğin devri, satış sözleşmelerinde farklı şekillerde karşımıza çıkabilir. Taşınırlarda zilyetlik ile mülkiyet çok sıkı bir şekilde birbirine bağlıdır. Zilyetlik devredilmeden mülkiyet kazanılamaz. Taşınır mülkiyetinin aslen veya devren kazanılmasında asıl önemli olan zilyetliktir. Zilyetlik, taşınmaz mülkiyetindeki tescilin yerini tutar.[17]Örneğin; araç satışlarında aracın teslimi ile zilyetlik devredilmiş sayılır. Burada amaç, satılan arabanın anahtarının, üzerinde fiili hakimiyetin sağlanabilmesi için alıcıya verilmesidir.[18]Zilyetliğin, teslimsiz devri halinde de, satılanın zilyetliği devredilmiş kabul edilir.

  1. b) Taşınmaz Satışında Hasarın Geçişi

Taşınmaz satışlarında taşınmazın hasarının tescil anına kadar satıcıda olduğu kabul edilerek kanuna önemli bir yenilik getirilmiştir. Taşınmaz satışında tescil işleminin yapılmasıyla birlikte taşınmazın mülkiyeti alıcıya geçer. Satışa konu edilen taşınmazın yarar ve hasarı da mülkiyetin geçişine paralel olarak tescil işlemiyle birlikte alıcıya geçer.  Tescil işleminden sonra alıcı, satış bedelini satıcıya vermemiş ve bu arada da taşınmaz hasara uğramışsa, alıcı karşı edim hasarına katlanır ve sözleşmedeki satış bedelinin tamamını satıcıya ödemek zorundadır. Taşınmaz satışında, tescilden bir süre sonra taşınmazın zilyetliğinin devredileceği kararlaştırılmışsa yarar ve hasar, alıcıya, taşınmazın devriyle (TBK m. 245/I) veya alıcının temerrüdü (TBK m. 208/II) anından itibaren geçer.[19]

Taraflar, aralarında yapacakları bir sözleşmeyle taşınmazın ileri bir tarihte teslimini kararlaştırmışlarsa yarar ve hasar, teslim anında alıcıya geçer. Bu durum, 245/I hükmünün istisnasıdır. Taşınmazın ileri tarihli teslimi ile hasarın alıcıya geçmesine ilişkin yapılan sözleşme adi yazılı şekil şartına tabidir (TBK m. 245/II). Teslim süresine ilişkin sözleşme, satış sözleşmesinin esaslı unsuru değildir. Satış sözleşmesinin esaslı unsuru olabilmesi için anlaşmanın resmi senette yer alması gerekir. [20]Tarafların sözlü şekilde taşınmazın teslimi anında hasarın geçeceği konusunda anlaşması, sözleşmenin taraflarını bağlamaz.

4) Ayıptan Sorumluluk İle Hasarın İntikali Arasındaki İlişki

Türk Borçlar Kanunu madde 208/2’de; alıcının temerrüdü düzenlenmiştir. Alıcının temerrüdü halinde maddeye göre hem edim hem hasar sorumluluğu alıcıya intikal etmiş olur. Aynı hükümde, hasarın intikali sonrasında ortaya çıkan ayıplardan satıcının sorumlu tutulamayacağıdır. Teslimi teklif edilen malın ayıplı olması halinde uygun bir ifa teklifi bulunmadığından, alıcının temerrüdü koşulları oluşmamış olacak. Bunun bir sonucu olarak da hasar alıcıya intikal etmeyecektir. Diğer taraftan, alıcı satılanın en geç hasarın alıcıya geçmesi anında, bir başka ifade ile alıcının temerrüdü anında ayıplı olduğunu ispat edebilirse tekrardan ayıptan doğan hakları kullanabilecektir.

[1] SCHWARZ, Andreas B.; Satış Aktinde Hasarın İntikali, 14.05.1948 Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi

[2]ÇETİNER, Bilgehan; “Yeni Türk Borçlar Kanunu’nda Yarar ve Hasarınİntikali ile Satıcının Ayıptan Sorumluluğuna İlişkin HükümlerinDeğerlendirilmesi”, İÜHFM C. LXVII, S. 1-2, 2009, s. 97-114.

[3] Fransız Medeni Kanunu’nun eski düzenlemesi için bkz: Çevrimiçi, 14.11.2019: http://www.ejustice.just.fgov.be/cgi_loi/change_lg.pl?language=fr&la=F&cn=1804032133&table_name=loi.

[4]HANSU, Esra; Satım Sözleşmesinde Hasarın Geçişi, İstanbul, Oniki Levha Yayınları, 2017, s. 23.

[5] Bürgerliches Gesetzbuch.

[6]Çevrimiçi: 15.11.2019, BOZBEL, Savaş; “Alman Borçlar Hukuku Reformu İle Getirilen Değişiklik Ve Yenilikler”https://www.mevzuatdergisi.com/2003/07a/04.htm#_ftnref27

[7] ALTAY, Sabah; Satım Sözleşmesinde Hasarın Geçişi, İstanbul, Vedat Kitapçılık, 2008, s. 112.

[9] ALTAY, s. 156.

[10] ÇETİNER, s.99

[11] BGB art. 446: Satılan eşyanın teslimi ile birlikte satılanın beklenmedik halden ortadan kalkması ve kötüleşmesi tehlikesi alıcıya intikal eder. Teslim anından itibaren alıcı yararları hakkında alır ve eşyanın masraflarını taşır alıcının teslim almadı temerrüdü halinde teslim ile aynı sonucu doğurur.

[12] KORKMAZ, Yakup; “Türk Borçlar Kanunu’na Göre Satış Sözleşmesinde Hasarın Geçişi”, Selçuk Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, Cilt: 23, S. 1, 2015, s. 231-253.

[13]Dural, Mustafa, Borçlunun Sorumlu Olmadığı Sonraki İmkânsızlık (BK 117), İstanbul Üniversitesi Yayınları, 1976,s. 7vd.

[14]Oğuzman, M. Kemal / Öz, M. Turgut , Borçlar Hukuku Genel Hükümler, İstanbul, Vedat Kitapçılık, 2013.

[15]Oğuzman, Öz, 2013, 569.

[16]Oğuzman/Öz, 2013, s.578.

[17]Akıntürk, Turgut, Eşya Hukuku, 1. Baskı, İstanbul, Beta Yayıncılık, 2009,s. 150 vd.

[18]Yar. 8. HD. 5.10.1965, E. 3182/ K. 4087:“Binaların veya kapalı, kilitli yerlerin teslimi, anahtarlarının alıcıya verilmesiyle mümkündür. Yalnız alıcı, anahtarları teslim olunan bina veya kapalı yere hiç engelle karşılaşmadan dilediği zaman girebilmelidir… Anahtarlar teslim edilmekle beraber iktisap eden, bina veya kapalı yere serbestçe giremiyorsa, bu hareketine mani olunuyorsa teslim vaki olmuş sayılmaz. O halde zilyetliğin nakli de tam olarak gerçekleşmemiş demektir”.

[19]Gümüş, M. A., Borçlar Hukuku Özel Hükümler, İstanbul, Vedat Kitapçılık, 2013, s. 15vd.

[20]Gümüş, s. 144.

[21] ÇETİNER, s.114.

SONUÇ

Borçlar hukukunda satış sözleşmeleri yönünden kanun maddelerinin günümüzün şartlarına uyumlanabilmesi için Avrupa’daki uluslararası düzenlemelerin ve Viyana Sözleşmesi’nin bir çok etkisi bulunmaktadır. Bunlardan ilki, yeknesaklık sağlamak, ikincisi ise sözleşme ile sarsılması muhtemel menfaat dengesinin korunabilmesi çabasıdır. Bu bakış açısı bir çok ülkedeki kanunlarda değişiklik yapılmasını sağlamış ve iç hukukumuza etkisi açısından ise konumuz itibariyle 208 inci madde incelenmiştir. Bu doğrultuda, eski anlayıştan vazgeçilerek kanun düzenlemesinde hasarın malın zilyetliğinin devri ile alıcıya intikal edeceği kuralı benimsenmiştir.Zilyetliğin devri ile hasarın geçişini benimseyen genel kural ışığında, taşınır satışlarında mülkiyetin kural olarak zilyetliğin devri ile, taşınmaz satışlarında ise mülkiyetin tescili sonucu zilyetliğin devrinin gerçekleştiği, bu nedenle de zilyetliğin devri ile de hasarın geçişi kabul edilmektedir

KAYNAKÇA

AKINTÜRK, Turgut, Eşya Hukuku, 1. Baskı, İstanbul, Beta Yayıncılık, 2009.

ALTAY, Sabah; Satım Sözleşmesinde Hasarın Geçişi, İstanbul, VedatKitapçılık, 2008.

ÇETİNER, Bilgehan; “Yeni Türk Borçlar Kanunu’nda Yarar ve Hasarınİntikali ile Satıcının Ayıptan Sorumluluğuna İlişkin HükümlerinDeğerlendirilmesi”, İÜHFM C. LXVII, S. 1-2, 2009, s. 97-114.

DEMİR, Mehmet; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun Borçlar Hukuku Alanında Getirdiği Yenilik ve Değişiklikler, Ankara, Adalet, 2012.

DURAL, Mustafa, Borçlunun Sorumlu Olmadığı Sonraki İmkânsızlık (BK 117), İstanbul Üniversitesi Yayınları, 1976.

GÜMÜŞ, M. Alper, Borçlar Hukuku Özel Hükümler, İstanbul, Vedat Kitapçılık, 2013.

HANSU, Esra; Satım Sözleşmesinde Hasarın Geçişi, İstanbul, Oniki Levha Yayınları, 2017.

KORKMAZ, Yakup; “Türk Borçlar Kanunu’na Göre Satış Sözleşmesinde Hasarın Geçişi”Selçuk Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, C. 23, S. 1, 2015, s. 231-253.

OĞUZMAN, M. Kemal / ÖZ, M. Turgut , Borçlar Hukuku Genel Hükümler, İstanbul, Vedat Kitapçılık, 2013.

SCHWARZ, Andreas B.;“Satış Aktinde Hasarın İntikali”, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi 2. Sınıf Dersi, 14.05.1948.

YAĞCI, Kürşad;6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu Yenilikler ve  Değişiklikler,İstanbul, İstanbul Ticaret Odası, 2012.

YELMEN, Adem; “Milletlerarası Mal Satımına İlişkin SözleşmelerHakkında Birleşmiş Milletler Antlaşmasına Göre Hasarın İntikali”,Cevdet Yavuz’a Armağan, Cilt:22, S. 3, 2016, s. 2949-2966.

YENİOCAK, Umut;6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun Getirdiği Değişiklikler ve Yenilik, İstanbul, Oniki Levha, 2011.

YETİŞ ŞAMLI, Kübra; “Borçlar Kanunu ve CISG Çerçevesinde Hasarın İntikali” İÜHFM C. LXV. S. 1,2007, s. 303-350.

ELEKTRONİK KAYNAKLAR

Çevrimiçi: 15.11.2019, YARAŞ, Ilgaz; “CISG ve Türk Hukuku Uyarınca Uluslararası Satım Hukukunda

Ayıba Karşı Tekeffül ve Cezai Şarta İlişkin Hükümlerin Karşılaştırılması

Çevrimiçi: 15.11.2019, BOZBEL, Savaş; “Alman Borçlar Hukuku Reformu İle Getirilen Değişiklik Ve Yenilikler” https://www.mevzuatdergisi.com/2003/07a/04.htm#_ftnref27

http://codes.droit.org/CodV3/civil.pdf

https://www.goksusafiisik.av.tr/Articletter/2017_Winter/GSI_Articletter_2017_Winter_Article16.pdf

www.resmigazete.gov.tr

https://tez.yok.gov.tr/UlusalTezMerkezi/tezSorguSonucYeni.jsp

Av.NAHİDE ESRA DANIŞMAN

Comments are closed.