KORONA VİRÜS ve BORÇ İLİŞKİSİ

SATIŞ SÖZLEŞMELERİNDE YARAR VE HASARIN İNTİKALİ
24 Haziran 2020
ÇALIŞANIN BİLGİSAYARINDAN WHATSAPP YAZIŞMALARINA ULAŞMAK
24 Haziran 2020

KORONA VİRÜS ve BORÇ İLİŞKİSİ


KORONA VİRÜS ve BORÇ İLİŞKİSİ

 Yayınlayan işeri avukatlık  in Yazılar

korona virüs ve borç ilişkisi

Bulaşıcı Hastalık Nedir? Canlıdan canlıya bulaşabilen, önlenmesi zor ve zaman alan bu süreçte bireylerin şahsi veya mal varlığını zarara uğratan hastalıklardır. Bulaşıcı hastalıklarda hastalık doğan olarak üreyebileceği gibi, insan eli ile de oluşturabilir. İş te bu durumda haksız fiil sorumluluğu olur.

Bir hastalığın bulaşıcı hastalık olarak kabul edilmesi için yayıldığı alanın büyüklüğü esas alınmamaktadır. Bir ülke, bir ilçe hatta bir köyde bile gerçekleşebilir. Buradan çıkaracağımız sonuç olarak, geniş bir alana yayılma zorunluluğu yoktur.

Bulaşıcı Hastalık ve Borç İlişkisi

Bulaşıcı hastalık borç ilişkisinin tarafları dışında, tarafların öngörmeleri ve engellemeleri mümkün olmayan hastalıktır. Bu yönüyle bir mücbir sebep oluşturur. Öngörülebilen ve engellenebilen bulaşıcı hastalık mücbir sebep oluşturmaz.

Bulaşıcı hastalığa hukuki açıdan baktığımızdan önemli olan, borçlunun bu nedenle borca aykırılıktan sorumlu tutulmamasıdır. Aşağıda ele alacağımız gibi, borca aykırılık borçlunun kusurlu olarak borca aykırı eyleminde gündeme gelebilir. Borçlunun borca aykırı davranışı, kendisi ve işletmesinin dışında öngörmesi ve beklenmesi mümkün olmayan bir olaya dayanırsa bundan dolayı sorumlu tutulamaz. Bu durumda borca aykırılıktan dolayı zarar gören alacaklı borçluyu sorumlu tutamayacak, edimin ifası imkânsız hale gelmişse, edim yükümlülüğü sona erecek, borçlu ani edim borcu doğuran sözleşmeden dönebilecek, sürekli edim borcu doğuran sözleşmeyi feshedebilecektir. Bununla birlikte bulaşıcı hastalığa rağmen borçlunun borcunun ifası imkansız değilse ve sözleşmeden dönmemişse ancak durumu güçleşmiş ise, sözleşme için yeni koşulların oluşturulmasını talep edecektir. 

Borçlar Hukukunda Borçlunun Korunması 

Borca aykırılıkta borçlunun kusuru yoksa bundan dolayı sorumlu olmaması, ayrıca belirli koşullar altında borçtan kurtulma olanağına sahip olması gerekir. Borçlunun borcunu ifa etmemesi suretiyle borca aykırı davranışı bazen kendi kusurlu davranışından değil, mücbir sebep dediğimiz olaylardan kaynaklanabilir. Mücbir sebebin söz konusu
olduğu hallerde, borçlunun borca aykırı davranışının sebebi kendisi ve işletmesi dışındaki önceden öngörülmesi ve beklenmesi mümkün olmayan olaylara dayanır. Bu nedenle yasalar mücbir sebebin söz konusu olduğu hallerde borca aykırılıktan dolayı borçluyu sorumlu tutmama yönünde çözümler getirmişlerdir. BULAŞICI HASTALIKLARDA MÜCBİR SEBEPTİR.

Borçlar kanununda borçluyu koruyan bu düzenlemeler dışında, özel yasal düzenlemeler getirilebilir. vergi borçlarının ertelenmesi, işletmesini kapatmak zorunda kalanlara yardım edilmesi, işçilerin bir kısım ücretlerini
ödemeyi üstlenmesi, muhtaç kişilere yardım etmesi, borçlu aleyhine icra takibinin ertelenmesi, yasaklanması bunlar arasında sayılabilir.

Dünyada yaygınlaşan ve ülkemizi de etkileyen Korona Virüs (COVID-19) sebebi ile yasa koyucu en yaygın sözleşme türü olan kira sözleşmelerinde işyeri kiralarında kiracıları korumak amacıyla korona virüs salgını nedeniyle
mağduriyetleri önlemek amacıyla birtakım önlemleri içeren 7226 sayılı ve 25.03.2020 tarihinde
yürürlüğe giren Torba Kanunu’n1 Geçici 2. maddesiyle şu düzenlemeyi getirmiştir: “01.03.2020 tarihinden 30.06.2020 tarihine kadar işleyecek işyeri kira bedelinin ödenememesi kira sözleşmesinin feshi ve tahliye sebebi oluşturmaz.” Yasa bu düzenlemesiyle bir özel hukuk sözleşmesi olan işyeri kiralarında kiracıya kira bedelini
ödememe yetkisi getirmemiş, kira bedelinin ödenmemesi nedeniyle kiraya verene sözleşmenin feshi ve
kiracının tahliyesini bir süreliğine ertelemiştir.

MÜCBİR SEBEBİN TAZMİNAT SORUMLULUĞUNA ETKİSİ

Haksız fiilin tazminat sorumluluğuna yol açabilmesi için beş koşulun bir arada bulunması gerekir.

Bulaşıcı Hastalığın Mücbir Sebep Sayılmasının Koşulları Bulaşıcı hastalığın mücbir sebep sayılabilmesi ve borçluyu borca aykırılıktan dolayı sorumluluktan kurtarabilmesi için, borçlunun edimini ifa etmesini etkilemesi gerekir.

Bu anlamda bulaşıcı her hastalık borçluyu sorumluluktan kurtaramaz. Bunun için aşağıdaki koşulların bulunması gerekir:

  1. Bulaşıcı hastalığın bulunması Tüm Dünya’yı ve ülkenizi derinden etkileyen korona virüs salgını DSÖ (Dünya Sağlık Örgütü) tarafından PANDEMİ yani salgın hastalık olarak ilan edilmiştir. Koronanın mücbir sebep sayılabilmesi için borçlunun edimini ifayı engellemiş olmalıdır. Vekilin vekalet görevini yerine getirmesi, satıcının satılanı teslim borcunu ifası, kiracının kira bedelini ödemesi, yüklenicinin inşaatı yapması koronadan etkilenmemişse edimin ifa edilmemesi nedeniyle alacaklının uğradığı zararı tazminle yükümlü olacaktır
  2. Edimin ifasını engellemesi Edimin engellenmesi ifanın gecikmesi, karşı edimin ifasının tehlikesi girmesi, ifanın imkansızlaşması şeklinde de oluşabilir. Bulaşıcı hastalığa rağmen borçlunun edimini ifa etmesi mümkün olabilir. Bu durumda borcun ifa edilmemesi nedeniyle alacaklının uğradığı zararı tazmin yükümlülüğü vardır. hasta tam iki tarafa borç yükleyen sözleşmelerde önceden ifa yükümlüsüne ifası gereken karşı edimin ifasını da tehlikeye sokabilir.

Comments are closed.