COVİD – 19 Salgını ile tüm dünyada toplu bir şekilde mücadele verilirken, özellikle devletler bir büyük mücadele daha vermekteler. Bu da internet üzerinden yayılan ve virüs kadar önemli bir salgın “bilgi kirliliği”. Bu noktada geçtiğimiz hafta ülkemizde yapılan korona virüs salgını ile ilgili olarak bazı kanunlarda değişiklik yapılmasını öngören Torba Yasa Tasarısı birçok soruyu beraberinde getirdi. “WhatsApp üzerindeki yazışmalarımız kayıt altına alınmaya başlanacakmış, grupları silip bir daha kurmalı mıyız?” işte bu soru herkesin whatsapp gruplarında yazıldı, konuşuldu ve tartışıldı. Peki, TORBA YASA ve İNTERNET KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK GERÇEKLERİ neler?
Torba Yasa ile İnternet Kanununda Ne Değişiyor?“SOSYAL AĞ SAĞLAYICI” kavramını kanuna eklemek …
“sosyal etkileşim amacıyla kullanıcıların internet ortamında metin, görüntü, ses, konum gibi verileri oluşturmalarına, görüntülemelerine veya paylaşmalarına imkân sağlayan gerçek veya tüzel kişiler” olarak tanımlanıyor.
Peki, “SOSYAL AĞ SAĞLAYICILARI KİMLER” ?
Facebook, Twitter, Instagram, TikTok gibi platformlar sosyal ağ sağlayıcıları konumundadır.
Whatsapp, Telegram, Skype sosyal ağ sağlayıcısı mıdır?
Yukarıdaki araçlar bir sosyal ağ sağlayıcısı olmaktan çok birer haberleşme, telekomünikasyon aracı olarak kullanılmaktadır. Whatsapp, Telegram, Skyp;sosyal ağ sağlayıcı değildir ve bu Kanun kapsamına girmeyecektir.
İnternet Kanun Tasarısına Göre Sosyal Ağ Sağlayıcısının Sorumlulukları Nelerdir?
Belki de bu tasarıya göre en önemli sorumluluk; günlük erişimi bir milyondan fazla olan yurt dışı kaynaklı sosyal medya platformlarının, Türkiye’de bir temsilci bulundurmak zorunda olmalarıdır. Bu durumda milyonların kullandığı; Facebook, Twitter, Instagram,TikTok gibi sosyal medya platformların Türkiye’de birer genel merkez oluşturmaları gerekecek.
Peki bu merkezler neler yapacak ?
İnternet Kanunun 9. maddesine dayalı olarak yapılan erişim engeli taleplerini karşılamak ve yanıtlamakla yükümlü kılınmışlardır. Kişilik hakkı saldırıya uğrayanların doğrudan ya da Sulh Ceza Hakimliği’nin kararıyla yapılacak başvurular 72 saat içinde yanıtlanmalıdır. Buradaki önemli değişiklik, yalnızca içerik kaldırma ya da erişim engeli değil; o sosyal medya hesabının kaldırılmasının da istenebilmesidir. Üstüne üstlük temsilcilikler, kişilerin doğrudan ya da Sulh Ceza Hakimliği kararlarıyla sonuçlandırmak, başvuruların kayıtlarını tutmak ve bunların üç aylık istatistiğini bir rapor şeklinde BTK’ya bildirmekle yükümlü kılınmışlardır.
Bunların yanında, bir de çok önemli düzenleme; bu sosyal ağların kullanıcı verilerini, Türkiye’de tutması gerekliliğinin getirilmesidir. Buna göre Türkiye’de sunucu bulundurulmalı, Türkiye’deki kullanıcıların verileri bu sunucularda tutulmalıdır. Bunun en önemli sonucu da şudur. Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 332. maddesi, suçların soruşturulması ya da kovuşturulması esnasında Savcılık ve Mahkemelerin, uygun gördüğü kurum, kuruluş ve kişilerden bilgi isteyebileceğini düzenler.
Sosyal ağlar temsilci belirlemezse neler olacak?
Sosyal ağ sağlayıcı bu bildirimden itibaren 30 günde temsilci belirlemez ve bildirmez ise BTK’nın yapacağı başvuru ve Sulh Ceza Hakimliği kararı ile o ağın, internet trafiği bant genişliği yüzde 50 daraltılır; bu kararın uygulanmasından itibaren yine 30 gün içinde herhangi bir gelişme olmaması halinde, bu kez yüzde 95 daraltma uygulanır.
Bu durumda şu sonucu doğuracaktır; bu şartları sağlamayan sosyal ağ sağlayıcılarına VPN ile de giriş yapılamayacaktır.
Elektronik Haberleşme Kanununda Yapılan “Şebekeler üstü hizmet” Kavramı Nedir?
Bu kanunun kapsamına da “Şebekeler üstü hizmet” kavramı eklenmesi ve kapsamın genişletilmesi teklif ediliyor. Buna göre şebekeler üstü hizmet:“İnternet erişimine sahip abone ve kullanıcılara, işletmecilerden veya sağlanan internet hizmetinden bağımsız olarak bir yazılım vasıtası ile sunulan; sesli, yazılı, görsel iletişim kapsamındaki kamuya açık elektronik haberleşme hizmetleri veya yazılım platformu vasıtasıyla sunulan uygulama hizmetleri”ifade etmektedir. Bu durumda kullandığımız Whatsapp, Telegram gibi uygulamalar şebekeler üstü hizmet kavramı içerisine girmektedir. Torba Yasa Tasarısının 58. maddesinde; “Kurum, kamu yararı gereklerini göz önünde bulundurarak şebekeler üstü hizmet sunumuna ilişkin gerekli düzenlemeleri yapmaya, yetkilendirilmeksizin şebekeler üstü hizmet sunumunun engellenmesine ilişkin tedbirleri almaya, gerektiğinde işletmecilere Kurum düzenlemelerinde öngörülen tedbirlerin alınması için yükümlülük getirmeye yetkilidir.”
Yani BTK, gerektiğinde whatsapp vb. iletişim araçlarından haberleşmeyi engelleyebilecektir.
Whatsapp gruplarını silmek ve yeniden kurmak gibi bir eylem yapmamıza gerek yoktur.
Bu tarz süreçlerde resmi bilgileri paylaşmak ve aslında virüsle mücadele kadar diğer bir önemli konunun bilgi kirliliği ile mücadele etmek olduğunu unutmamak gerekir.