Yargıtay 22. Hukuk Dairesi
2017/6934 E. 2017/10098 K.
K. Tarihi: 28.04.2017
Mahkeme : İş Mahkemesi
Konu : İş sözleşmesinin işyerine ait araç ile kaza yapması sonrasında tazminat ödenmeksizin işverence sona erdirilmesi, kıdem ve ihbar tazminatı ile fazla çalışma ücreti, genel tatil ücreti, hafta tatil ücreti ve yıllık izin ücret alacağının faiziyle işverenden tahsili.
ÖZET: Davacının 29.10.2012 günü gece saat 02:40 sıralarında, çalışması esnasında şirketin aracı ile tek taraflı trafik kazasına karıştığı, kaza sebebi ile davalının 5.064,91 TL tamir masrafı, 500,00 TL araç değer kaybı, 450,00 TL aracın işten geri kalması masrafı olarak toplam 6.014,91 TL zararın bulunduğu 22.01.2014 havale tarihli trafik ve makine mühendisi bilirkişi raporu içeriğinde ifade edilmiştir. Mahkemece, davacının otuz günlük ücretinin bu miktardan daha az olması sebebi ile iş akdinin feshinin haklı nedene dayandığı sonucuna ulaşılmışsa da yapılan değerlendirme eksik incelemeye dayandığından hatalıdır.
KARAR:Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraflar vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Davacı vekili; müvekkilinin iş sözleşmesinin işyerine ait araç ile kaza yapması sonrasında tazminatları ödenmeksizin işverence sona erdirildiğini, kazanın meydana gelmesinde müvekkilinin kusurlu olduğunu kabul etmediklerini, müvekkiline dinlenme imkanı vermeden çalıştıran ve bunu zorlayan işverenin kazaya sebep olduğunu, ayrıca yaptığı fazla çalışma, hafta tatil ve genel tatil ücretlerinin de ödenmediğini, davacının yıllık izin kullanmadığından yıllık izin ücret alacağı da bulunduğundan kıdem ve ihbar tazminatı ile fazla çalışma ücreti, genel tatil ücreti, hafta tatil ücreti ve yıllık izin ücret alacağının faiziyle davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; 29.10.2012 tarihinde meydana gelen ve davacının sebebiyet verdiği kazada hasar meydana geldiğini, meydana gelen hasarın davacının 30 günlük ücretinden fazla olduğunu, iş akdinin bu nedenle haklı nedenle feshedildiğini, davacının fazla mesai yapmadığını, imzalı bordrolarda fazla mesai yaptırıldığına ilişkin kayıt bulunmadığını savunup davanın reddini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti: Mahkemece, meydana gelen kazada davacının % 100 kusurlu olduğu, zararın otuz günlük ücretinden fazla olması sebebi ile iş akdinin feshinin haklı nedene dayandığı değerlendirmesi ile kıdem ve ihbar tazminatının reddine, diğer alacak taleplerinin ise dosyada yapılan hesaplama doğrultusunda kabulüne karar verilmiştir.
Karar, taraflar vekillerince temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının tüm, davacının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine, taraflar arasında işçiye ödenen aylık ücretin miktarı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır. 4857 sayılı İş Kanunu’nda 32. maddenin ilk fıkrasında, genel anlamda ücret, bir kimseye bir iş karşılığında işveren veya üçüncü kişiler tarafından sağlanan ve para ile ödenen tutar olarak tanımlanmıştır.
Çalışma yaşamında daha az vergi ya da sigorta primi ödenmesi amacıyla zaman zaman iş sözleşmesi veya ücret bordrolarında gösterilen ücretlerin gerçeği yansıtmadığı görülmektedir. Bu durumda gerçek ücretin tespiti önem kazanır. İşçinin kıdemi, meslek unvanı, fiilen yaptığı iş, işyerinin özellikleri ve emsal işçilere ödenen ücretler gibi hususlar dikkate alındığında imzalı bordrolarda yer alan ücretin gerçeği yansıtmadığı şüphesi ortaya çıktığında, bu konuda tanık beyanları gözetilmeli ve işçinin meslekte geçirdiği süre, işyerinde çalıştığı tarihler, meslek unvanı ve fiilen yaptığı iş bildirilerek sendikalarla, ilgili işçi ve işveren kuruluşlarından emsal ücretin ne olabileceği araştırılmalı ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek bir sonuca gidilmelidir. Dosya içeriğine göre, davacı aylık net 1.200,00 TL ücret ile çalıştığını ileri sürerek dava açmıştır. Davalı taraf ise, davacının işyeri kayıtlarında belirtilen maaşı almakta olduğunu savunmuştur. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davacının asgari ücret ile çalıştığı, bu ücrete ek olarak ayda 420,00 TL prim ve bir takım sosyal yardım ödemeleri bulunduğu kabulü ile hesaplama yapılmıştır. Dinlenilen her iki taraf tanık beyanları içeriğinden, davacının aylık ücretinin kayıtlarda görülen asgari ücretten fazla olduğu anlaşılmaktadır. Özellikle, işyerindeki kıdem süresi davacıdan daha az olan davalı tanığı …’in, davacı ile aynı işi yaptıklarını, kendisinin 1.250,00 TL ücret aldığını, davacının gece çalıştığı için ayrıca prim aldığını ifade etmiş olduğu gözönünde bulundurulduğunda, davacının aylık ücretinin talep gibi net 1.200,00 TL olduğu, gece çalışmasından dolayı kendisine ayrıca prim ödemesi yapıldığının kabulü dosyaya daha uygun düşecektir. Buna göre, talepler açıklanan ücret miktarı kabulüne göre yeniden hesaplanmalıdır.
Davacının iş akdinin davalı tarafından feshinin haklı nedene dayanıp dayanmadığı konusunda da uyuşmazlık bulunmaktadır. Dosya kapsamından, davacının 29.10.2012 günü gece saat 02:40 sıralarında, çalışması esnasında şirketin aracı ile tek taraflı trafik kazasına karıştığı, kaza sebebi ile davalının 5.064,91 TL tamir masrafı, 500,00 TL araç değer kaybı, 450,00 TL aracın işten geri kalması masrafı olarak toplam 6.014,91 TL zararın bulunduğu 22.01.2014 havale tarihli trafik ve makine mühendisi bilirkişi raporu içeriğinde ifade edilmiştir. Mahkemece, davacının otuz günlük ücretinin bu miktardan daha az olması sebebi ile iş akdinin feshinin haklı nedene dayandığı sonucuna ulaşılmışsa da yapılan değerlendirme eksik incelemeye dayandığından hatalıdır.
Dosyadan anlaşılan davacının çalışma saatlerine göre; davacının sürekli gece vardiyasında çalıştığı, ayrıca çalışma saatlerinin haftanın 6 günü 20:00-08:00 olarak uygulandığı anlaşılmaktadır. Postalar Halinde İşçi Çalıştırılarak Yürütülen İşlerde Çalışmalara İlişkin Özel Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 8. maddesinde “Gece ve gündüz işletilen ve nöbetleşe işçi postaları çalıştırılarak yürütülen işlerde postalar; en fazla bir iş haftası gece çalıştırılan işçilerin, ondan sonra gelen ikinci iş haftasında gündüz çalıştırılmaları suretiyle ve postalar birbirlerinin yerini alacak şekilde düzenlenir. Zorunluluk olmadıkça işçilerin postaları değiştirilemez. Ancak 4857 sayılı İş Kanununun 69 uncu maddesi uyarınca, gece çalışması nedeniyle sağlığının bozulduğunu raporla belgeleyen işçiye işveren, olanakların elverdiği ölçüde gündüz postasında durumuna uygun bir iş verir. İşin niteliği ve yürütümü, iş sağlığı ve güvenliği gözönünde tutularak, gece ve gündüz postalarında iki haftalık nöbetleşme esası da uygulanabilir.” düzenlemesi yer almaktadır. Ayrıca İş Kanunu, madde 69/3’e göre işçilerin gece çalışmaları günde yedibuçuk saati geçemez. Buna göre davacının çalışması esnasında, hem sürekli gece çalışmak durumunda kaldığı hem de gece 7,5 saati aşan çalışma süresinin bulunduğu anlaşılmaktadır. Uygulanan ve mevzuata uygun olmayan bu çalışma sisteminin, fesih gerekçesi yapılan kaza olayında etkisi olup olmadığı dosyada irdelenmemiştir.
Buna göre, konu hakkında uzman bilirkişi veya bilirkişi heyetinden rapor alınarak, davacının çalışma sistemi ve saatlerinin yaşanan kazada etkisi olup olmadığının irdelenerek davacının kusur durumunun yeniden belirlenmesi, tespit edilen zarardan davacının kusur oranına isabet eden kısmının, ikinci bentteki bozma sebebine göre tespit edilecek otuz günlük ücretinden fazla olup olmadığı sonucuna göre kıdem ve ihbar tazminatı isteminin karara bağlanması gereklidir.
Eksik inceleme ve değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 28.04.2017 gününde oybirliği ile karar verildi.