* KURUMA YAZILI MÜRACAAT BULUNMADAN DOĞRUDAN CEBRİ İCRA YOLUNA BAŞVURULAMAYACAĞI ( Takibin İptali – Takibe 27.11.2014 Tarihinde 5502 S.K.’un Yürürlük Tarihinden Sonra Başlanmış ve Davacı Kuruma Herhangi Bir Başvuruda Bulunulmadığından Mahkemece 5502 S.K. 36/2 Md.si Uyarınca Şikayetin Kabulüne Karar Verileceği )
* TAKİBİN İPTALİ ( Kuruma Yazılı Bir Müracaat Bulunmadan Doğrudan Cebri İcra Yoluna Başvurulamayacağı İddiasına Dayalı – Takibe 27.11.2014 Tarihinde 5502 S.K.’un Yürürlük Tarihinden Sonra Başlanmış ve Davacı Kuruma Herhangi Bir Başvuruda Bulunulmadığından Mahkemece 5502 S.K. 36/2 Md.si Uyarınca Şikayetin Kabulüne Karar Verilmesi Gerektiği
5502/m.36
ÖZET : Borçlu vekili, 6552 S.K. 38. md.siyle 5502 S.K. 36. md.sinde yapılan değişiklik nedeniyle, alacaklı tarafından kuruma yazılı bir müracaat bulunmadan, doğrudan cebri icra yoluna başvurulamayacağını ileri sürerek icra takibinin iptaline karar verilmesini istemiştir. Takibe 27.11.2014 tarihinde anılan Kanun’un yürürlük tarihinden sonra başlanmış ve davacı Kuruma herhangi bir başvuruda bulunulmamıştır. Bu halde, Mahkemece, zikredilen yasal düzenleme uyarınca şikayetin kabulüne karar verilmesi gerekirken, şikayetin reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.
DAVA : Taraflar arasında görülen ve yukarda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü:
KARAR : Borçlu vekili, 6552 Sayılı Kanun’un 38. maddesiyle 5502 Sayılı Kanun’un 36. maddesinde yapılan değişiklik nedeniyle, alacaklı tarafından kuruma yazılı bir müracaat bulunmadan, doğrudan cebri icra yoluna başvurulamayacağını ileri sürerek icra takibinin iptaline karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, 6552 Sayılı yasa ile değişik 5502 Sayılı Kanun’un 36/2 md.sinde yapılan değişikliğin takip dayanağı ilamın kesinleşme tarihinden sonra yürürlüğe girdiği, ilamın icraca tahsilinde hükmün verildiği tarihte yürürlükte bulun kanun hükümlerinin uygulanması gerektiği, icra takibinde asıl olanın alacağın ödenmesi olduğu, bu güne kadar da borcun ödenmediği gerekçesiyle şikayetin reddine karar verilmiş, karar, borçlu vekili tarafından temyiz edilmiştir.
11.09.2014 tarih ve 29116 (mükerrer) sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren 6552 Sayılı İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması ile Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına Dair Kanun’un 38. Maddesiyle değişik 5502 Sayılı Kanun’un 36/2. maddesi, “Kurumun taraf olduğu her türlü davalarda, Kurum aleyhine hükmedilen asıl alacak ile vekalet ücreti ve yargılama giderleri, alacaklı veya vekilinin Kuruma ödemeye dayanak makbuz ve belgelerle birlikte yazılı şekilde yapacağı müracaat üzerine bildireceği banka hesap numarasına, müracaat tarihinden itibaren otuz gün içinde ödenir. Bu süre geçmeden Kurum aleyhine cebri icra yollarına başvurulamaz. Belirtilen sürede ödeme yapılmaması halinde, söz konusu alacaklar genel hükümler dairesinde tahsil olunur..” hükmünü içermektedir. Anılan düzenlemede, ilamın adli yargı mahkemelerince verilip verilmediğine bakılmaksızın, Sosyal Güvenlik Kurumu aleyhine başlatılacak ilamlı takiplerde, öncelikle Kuruma müracaat zorunluluğu bulunmaktadır.
Somut olayda, takibe 27.11.2014 tarihinde anılan Kanun’un yürürlük tarihinden sonra başlanmış ve davacı Kuruma herhangi bir başvuruda bulunulmamıştır. Bu halde, Mahkemece, zikredilen yasal düzenleme uyarınca şikayetin kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile şikayetin reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle, borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle mahkeme kararının yukarda yazılı sebeplerle İİK’nun 366. ve 6100 Sayılı HMK’nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 Sayılı HUMK’nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA; taraflarca İİK’nun 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 09.10.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.