BASINA YANSIYAN YARGI REFORMU HAKKINDA İNCELEME

KADIN HAKLARI
11 Mart 2021
UZAKTAN ÇALIŞMA YÖNETMELİĞİ YORUMLAMA
24 Mart 2021

BASINA YANSIYAN YARGI REFORMU HAKKINDA İNCELEME

            Türk Dil Kurumu uyarınca, reform kelimesi “düzeltme” anlamına gelmektedir. Ne yazık ki bu kelime temelinde olumsuzluk barındırır çünkü düzgün bir işleyişi yeniden şekillendirmek gereksiz olacaktır. Dünya tarihinde de reform bu şekilde doğmuştur. Kelimenin anlamına binaen, basının da ziyadesiyle ilgisini çeken yargı reformunun, yargı sisteminde bir takım düzeltmelerin yapılması ve yeniden şekillendirilmesi için öne sürülmüş bir sistem olduğu söylenebilir. Yargı reformu stratejisi 30 Mayıs 2019 tarihinde kamuoyuna açıklanmıştır. Bu kapsamda yapılan kanuni düzenlemeler “yargı paketi” olarak adlandırılmaktadır. 30 Mayıs 2019 tarihinden itibaren yargı reformu stratejisi için bir eylem planı oluşturulmuş ve internet üzerinden bu eylem planı da kamuoyunun ilgisine sunulmuştur. Ceza yargılamasında etkinliğin artırılmasına ilişkin birinci yargı paketi, 2019 yılının ekim ayında kanunlaşmıştır. Covid-19 pandemisi ile mücadele kapsamında infaz sisteminde değişiklikler içeren ikinci yargı paketi ise 2020 yılının nisan ayında yürürlüğe girmiştir. Yeni adli yıl başlamadan önce hukuk yargısın hakkında önemli değişiklikler barındıran 7251 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun, Üçüncü Yargı Paketi olarak kabul edilmiştir. 28 Temmuz 2020’de yürürlüğe giren bu Kanun, yeni adli yıl ile birlikte uygulanmaya başlamıştır.  Buna ek olarak ise her yıl Adalet Bakanlığı’nın internet sitesinde “Yargı Reformu Stratejisi İzleme ve Değerlendirme Raporu” yayımlanacak her bir faaliyete yönelik gerçekleşme durumu bu raporlarda açıklanacağı beyan edilmiştir. Bu şekilde kamuoyunun bilgilendirilmesi ve reformla beraber yaşanan gelişme, değişmelerden haberdar olmaları sağlanması amaçlanmaktadır.

            Yargı reformu stratejisi uygulanma sürecine geçildiğinde yürütülecek faaliyetler üç başlık altında toplanmıştır. Bu başlıklar: Mevzuat değişikliği gerektirenler, idari faaliyetle yerine getirilecekler ve bu iki yöntemi de kapsayacak çalışmalardır. Mevzuat değişiklikleri söz konusu olduğunda bir faaliyet için Anayasa değişikliği, diğerleri için ise Kanun, Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ya da ikincil mevzuat değişikliği şeklinde olacaktır. İdari faaliyetler bahis konusu olduğunda ise eğitim çalışmaları, mevzuata dair olmayan kurumsal değişiklikler, insan kaynaklarına ilişkin değişiklikler gibi bir çok alana ilişkin olacaktır.

            Yargı reformu stratejisi eylem planı ise 9 ayrı amaç üzerinden ilerlemektedir. Bu amaçlar: 1- Hak ve özgürlüklerin korunması ve geliştirilmesi, 2- Yargı bağımsızlığı, tarafsızlığı ve şeffaflığının geliştirilmesi, 3- İnsan kaynaklarının nitelik ve niceliğinin arttırılması, 4- Performans ve verimliliğin artırılması, 5- Savunma hakkının etkin kullanımının sağlanması, 6- Adalete erişimin kolaylaştırılması ve hizmetlerden memnuniyetin artırılması, 7- Ceza adaleti sisteminin etkinliğinin artırılması, 8- Hukuk yargılaması ile idari yargılamanın sadeleştirilmesi ve etkinliğinin artırılması, 9- Alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemlerinin yaygınlaştırılmasıdır. Yargı reformu ile bu 9 amaç uğrunda yargı sistemimizi pozitif etkileyecek ve geliştirecek değişiklikler yapılması hedeflenmektedir.

            Azer Ebru Mutlu’nun “Hukuk Eğitimi ve Hukukçuluk: Kanada Örneği” isimli araştırma makalesinde  gelişen dünya ya hukuk eğitiminin, hukukçuluğun, hukukçuların ve hukuk sistemlerinin gelişen dunyaya uyum sağlamasının bir gereklilik olduğuna değiniliştir. Bu sebepten mütevellit reform hareketlerinin yapılmasının bir gereklilik olduğunun altı çizilmiş ve Yargı Reformu Strateji Belgesi’nin çıkarılmasının gerekçesinin ise gelişen yeni dünyaya ayak uydurmak olduğu beyan edilmiştir. Yargı Reformu Strateji Belgesi ile beraber çıkarılan paketlerin çıkış noktasının da Kanada ve Kuzey Amerika ülkeleri olduğu belirtilmiştir.

            Bu kapsamda yargı reformu stratejisi ile beraber yenilikler paketler halinde gelmeye başladı ve yargı reformu stratejisinin açıklandığı günden bugüne kadar 256 faaliyetin 122’si, çok sayıda idari düzenleme ve yasal çalışmalarla tamamlanmış bulunmaktadır. Yaklaşık %50’si hayata geçirilen bu belgenin kapsamında bugüne kadar mecliste 3 yargı paketi yasallaşmıştır. Bu paketlerin içeriklerine bakmamız gerekirse:

            Yargı Reformu Strateji Belgesi’nin ilk paketinde:

  • Avukatlık hizmetlerinde KDV oranı düşürüldü. KDV oranı %18’den %8’e indirildi. Yapılan bu değişikliğin amacı is vatandaşların avukatlık hizmetlerinden daha rahat yararlanabilmesini sağlayıp, adalete erişim haklarının önündeki engellerin azaltılmasıydı.
  • Hukuk fakültelerine girişte başarı eşiği yükseltildi. YÖK Genel Kurulu hukuk fakültelerine girişte aranan 190 bin olan başarı sırasını 125 bine düşürdü. Bu değişiklik ile hukuk fakültelerinde okuyacak öğrencilerin daha çalışkan, donanımlı olmaları hedeflenirken buna ek olarak devlet üniversitelerindeki hukuk fakülteleri ile özel üniversitelerdeki hukuk fakülteleri arasındaki makasın daralması amaçlandı.
  • Hukuk mesleklerine giriş sınavı getirildi. Bu paketin yasalaşması ile beraber hukuk meslekleri olan: hakimlik, savcılık, avukatlık ve noterlik mesleklerini icra edebilmek için hukuk mesleklerine giriş sınavında 100 üzerinden en az 70 puan alınması gerekiyor.
  • Avukatın sürekli katılımı ile seri muhakeme usulü geldi. Bu değişiklikle beraber Asliye Ceza Mahkemesinin işerinin önemli bir kısmını teşkil eden suçlarda, avukat ile temsil edilen şüphelinin Cumhuriyet savcısı ile anlaşma yapması usulü getirildi. Bu uygulamaya göre savcı, şüpheliye öncelikle seri muhakeme usulü uygulanmasını teklif edecek ve şüpheli avukat huzurunda bu teklifi kabul ederse yargılaması seri muhakeme usulü ile yapılacak. Buna ek olarak ise Cumhuriyet Savcısı suçun alt ve üst sınırı arasında belirleyeceği temel cezadan yarı oranında indirim yapmak suretiyle yaptırımı belirleyebilecek ve gerekirse de cezayı erteleme kapsamına alabilecek. Bu değişiklik ile mahkemelerdeki dava yoğunluğunun azaltılması ile avukatlara yeni iş imkanları sağlanması hedeflenmekte.
  • Basit yargılama usulü getirildi. Basit yargılama usulünün gelmesiyle, Asliye Ceza Mahkemesince iddianamenin kabulünden sonra adli para cezası ve/veya üst sınırı 2 yıl veya daha az süreli hapis cezasını getiren suçlarda basit yargılama usulü uygulanabilecek. Basit yargılama usulü ile dosya üzerinden yargılama yapılacak ve bununla beraber de yargı süreci hızlanacaktır.
  • Temyiz edilebilecek kararların kapsamı genişletildi. Bu düzenleme ile beraber temyiz kanun yoluna götürülebilecek kararların sayısı arttı. Bu düzenlemenin en önemli sonucu ise Yargıtay’ın katalogdaki suç türlerinde içtihat yaratabilmesi ve böylece düşünce özgürlüğünün güvence altına alınabilmesi imkanının doğmuş olmasıydı. Ayrıca temyiz yargılaması istinaf yargılamasının üzerine denk geldiği için yine avukatlar için yeni iş imkanlarının yaratılması söz konusu olacaktır.
  • Belli kıdemin üzerindeki avukatlara yeşil pasaport hakkı tanındı. 15 yıllık kıdemi olan ve belirli suçlardan yargılanmamış olan avukatlara ve ailelerine yeşil pasaport verilmesi imkanı doğmuştur. Bu şekilde yurtdışı ile hukuki bağların güçlenmesi, iş imkanlarının yurt dışına daha rahat bir şekilde açılması mümkün olmuştur.
  • Hukuk fakültesi mezunu olmayanlara idari hakim adaylığında sınırlama geldi. Bu değişiklikle beraber idari yargı hakim adaylığına hukuk fakültesi mezunu olmayanlar arasından atananların sayıdı her dönemde atanacak toplam sayının %20’sini geçemeyecek.
  • İdari yargı hakimliği için ön sınav uygulaması getirildi.
  • Bölge İdare Mahkemesi Daireleri kararları arasındaki uyuşmazlıkların 3 ay içerisinde karar bağlanması uygulaması getirildi. Bu uygulamayla beraber de yargılama sürecinin sürüncemede bırakılması önlendi.
  • Mağdur hakları güçlendirildi. Bundan sonra cinsel saldırı ve çocukların istismarına dair davalarda çocukların ve mağdurların ifade ve beyanları özel ortamda uzmanlar tarafından alınacak. Bu şekilde mağdurlar baskıya maruz kalmamış olacak.
  • İnternet sitelerine yönelik erişim engelleme kararlarında artık site değil ilgili içerik engellenecek. Bu da sadece bir yanlış içerik sebebi ile bütün sitenin kapanmamasını sağlayacak bir noktada ifade özgürlüğüne fayda sağlayacak da denebilir.
  • Soruşturma aşamasında tutukluluk süreleri düşürüldü. Bundan sonra ağır ceza mahkemesi alanına girmeyen suçlarda tutukluluk süresi 6 ayı geçemeyecek. Ağır ceza mahkemesi alanına giriyorsa da bu süre en fazla 1 yıl olacak.
  • Haber verme sınırlarını aşmayan açıklamalar suç olmayacak. Bu değişiklikle beraber uygulamada görülen yanlışlıklar önlenecek ve ifade özgürlüğü desteklenecek.
  • Üç yıl ve altında hapis cezası gerektiren suçlarda erteleme imkanı olacak.

Yukarıda belirtmiş olduğum değişiklikler yargı reformunun birinci paketiyle gelmiş olup kabul edilmesi gerekli kısımları TBMM Genel Kurulu tarafından kabul edilip yasalaşmıştır.

            Yargı Reformu Strateji Belgesi’nin ikinci paketinde:

  • Anayasa Mahkemesinin, ilk derece mahkemesinin kesin nitelikte kararının taraflara tebliğ edilmeden 2 haftalık hak düşürücü sürenin başlatılmasını, hak arama hürriyetine aykırı bularak iptal etmesinin ardından bir düzenleme daha yapılıyor. Bu düzenlemeye göre, yetkisizlik ve görevsizlik kararının kesin olması durumunda da kararın taraflara anında tebliği, dosyanın yetkili veya görevli mahkemeye gönderilmesine ilişkin 2 haftalık süre tebliğ tarihinden itibaren başlayacak. Bu öngörülen süre kapsamında dosyanın yetkili veya görevli mahkemeye gönderilmesi için gerekli başvuru yapılmazda dava, kanun gereği açılmamış sayılacak. Bu konu hakkında yetkisizlik veya görevsizlik kararını veren mahkemece dosya hakkında re’sen karar verilecek. Bu yenilikle beraber hak arama hürriyeti kuvvetlendirildi.
  • Yeni gelen düzenleme ile, duruşmaların bir kısmının veya tamamının gizli olarak yapılması halleri arasına “yargılama ile ilgili kişilerin korunmaya değer üstün bir menfaatinin bulunması” hali de eklenecek. Bu durumda yargılama ile ilgili kişilerin korunmaya değer üstün menfaatleri söz konusu olduğunda duruşmanın bir kısmının veya tamamının kapalı yapılması mümkün olacak. Bu düzenlemeyle özel hayatın ihlali engellenecek.
  • Hakimin reddi nedenlerine bir yenisi eklenecek; daha önce aynı uyuşmazlıkta arabuluculuk veya uzlaştırmacılık yapmış olma halleri eklenecek.
  • Hakimin reddi talebine ilişkin karar, dosya üzerinden inceleme yapılarak da verilebilecek. Ret nedeni sabit olmasa bile merci bunun muhtemel olduğunda karar kılarsa, ret talebini kabul edebilecek. Ret sebepleri hakkında yemin teklifi yapılamayacak.
  • Hakimin reddine ilişkin merci kararlarına karşı dava konusunun miktar ve değerine göre derhal istinaf kanun yoluna başvurulabilecek.
  • Hakim, tayin ettiği sürenin kesin olduğuna karar verme takdir yetkisine sahip olacak. Bu durumda hakim, tayin ettiği kesin süreye konu olan işlemi, hiçbir duraksamaya yer vermeden açıklayabilecek ve süreye uyulmamasının hukuki sonuçlarını da açıkça tutanağa geçirerek ihtar edecek. Kesin olduğu belirtilmeyen süreyi geçirmiş olan taraf ise yeniden süre isteyebilecek, bu şekilde verilecek ikinci süre kesin olacak ve yeniden süre hakkı tanınmayacak.
  • Karşı tarafın verdiği bilgi sonucunda veya yapılan tahkikatın sonucunda, alacağın miktarı veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesi durumunda hakim tarafından tahkikat sona ermeden verilecek 2 haftalık kesin süre içinde davacı, iddianın genişletilmesi yasağına tabi olmadan şahsi talebini tam ve kesin olarak belirleyebilecek. Aksi takdirde dava, talep sonucunda belirtilen miktar veya değer üzerinden görülüp karara bağlanacak.
  • Yapılan düzenleme uyarınca mevzuatta da değişiklikler yapılmakta mesela:  “Kısmi eda davasının açılabildiği hallerde, tespit davası da açılabilir ve bu durumda hukuki yararın var olduğu kabul edilir.” hükmü mevzuattan çıkarıldı.
  • Delil avansının, dava açarken mahkeme veznesine yatırılmasının zorunlu bulunmadığı hükme bağlanacak.
  • Hem devreden hem de devralan taraflar yargılama giderlerinden sorumlu olacak.
  • Davacı, hüküm kesinleşene kadar ancak davalının açık rızası ile davasını geri çekebilecek. Bu takdirde davanın açılmamış sayılmasına karar verilecek.
  • Davanın açılmasından sonra ise davalı taraf, ihtilaf konusunu üçüncü bir kişiye devretmesi halinde davacı isterse, devreden tarafla olan davasından vazgeçerek, dava konusunu devralan kişiye karşı davaya devam edebilecek.
  • Adalet personeli alımına ilişkin sınavlarda mesleki ve teknik liselerin adalet alanlarının mezunlarına öncelik tanınması sağlandı.
  • İnfaz sistemindeki yeniliklerden biri olarak, yeni bir infaz hakimliği modeli oluşturuldu ve infaz uygulamalarının profesyonelleşmiş hakimler tarafından yürütülmesi uygulamasına geçildi.
  • Belirli bazı suçlarda kovuşturma aşamasında da etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanılmasının önü açıldı. Bu değişiklik ile beraber onarıcı adalet anlayışı güçlendirildi.
  • İnfaz da adalet ve etkinlik sağlanması için infaz sistemi revize edildi ve alternatif infaz usulleri geliştirildi.
  • Koşullu salıverilme kapsamında ceza infaz kurumlarında geçirilmesi gereken süreler değiştirildi.
  • Ceza infaz kurumlarında bulunan vatandaşların hakları genişletildi. Bu kapsamda: hapis cezalarının hafta sonu, geceleyin veya konutta infazına ilişkin mevcut uygulamanın sınırları artırıldı. Kadınlar ve yaşlılar için öngörülen konutta infaz usulünün ceza sınırı artırıldı ve çocuklar da bu usule dahil edildi.
  • Yeni doğum yapan ve toplam 3 yıl veya daha az süreli hapis cezasına mahkum olan kadın hükümlülere cezalarını konutunda infaz edebilme imkanı getirildi ve hamile kadınların cezasının 1,5 yıl ertelenebileceği hükme bağlandı.
  • Ceza infaz kurumlarında bulunanların koşullu salıverilmesinde anahtar rol oynayan “iyi hallilik değerlendirmesi” revize edildi, açık ceza infaz kurumlarına geçebilmesi ve diğer bazı haklar için de bu değerlendirmenin revize halinin uygulanmasına kanaat getirildi. Bu çerçevede hükümlülerin iyi hal değerlendirmesinin infazın tüm aşamalarında ve 6 ayda bir yapılması uygulaması getirildi. İyi hal değerlendirmesini yapan kurulun yapısı da revize edildi.
  • Zorunlu ve ivedi durumlarda, Cumhuriyet başsavcılığının hapis cezasının infazına 6 ay ara verebilmesine ilişkin yetkisi arttırıldı ve 1 yıla çıkarıldı.
  • Hükümlülerin eş veya çocuklarının sürekli hastalık veya malullükleri halinde infaza ara verilebilmesi imkanı tanındı. Çocuk hükümlülere verilebilecek ödül imkanının kapsamı genişletildi. Hükümlülerin hediye kabul etme hakkı genişletildi ve çocuk ile 65 yaşını tamamlamış hükümlüler ile beraberinde çocuğu bulunan kadın hükümlüler bakımından belirli zaman dilimi dışında da hediye alabilme imkanı sağlandı.
  • Açık ceza infaz kurumunda bulunan hükümlülerin 3 günlük mazeret izin hakkı arttırıldı ve 7 güne çıkarıldı. Buna ek olarak ise hükümlülere hasta olan yakınlarını ziyaret edebilmeleri amacıyla verilen mazeret izin hakkı da genişletildi.

            Yukarıda belirtmiş olduğum yargı reformuna tabii değişikliklere ek olarak uygulamada belirsiz alacak davası ile ilgili görülen sorunlara ilişkin düzenlemeler de 2. pakette bulunuyor. 2. paketteki yenilikler ile davaların gereksiz yere uzamasının önlenmesi, çelişkilerin giderilmesi ve infaz sisteminin geliştirilmesi hedefleniyor.

            Yargı Reformu Strateji Belgesi’nin üçüncü paketinde:

  • Tüketici uyuşmazlıklarında zorunlu arabuluculuk getirildi. Zorunlu arabuluculuk uygulaması ile uyuşmazlıkların daha kısa sürede ve daha za masrafla çözülebilmesi amaçlanıyor.
  • Bazı davaların (ticari davalar, fikri ve sınai haklardan kaynaklanan davalar gibi) o konuda uzmanlaşmış hakimler tarafından il merkezlerinde görülebilmesinin önü açıldı.
  • Hukuk mahkemelerindeki duruşmalara avukatların adliyeye gitmeden, bulundukları yerlerden video konferans yöntemiyle bağlanmalarını sağlayan e-Duruşma uygulaması başlatıldı.
  • Ticari davalarda basit yargılama usulünün uygulama sınırı yükseltildi ve bu suretle yargılamaların daha hızlı tamamlanmasının önü açıldı.
  • İdari faaliyetler kapsamında hakim ve savcıların milletine taahhüdü olan “Türk Yargı Etiği Bildirgesi” kamuoyuna ilan edildi ve Hakim Savcılar Kurulu tarafından uygulanmaya başlandı.
  • Hakim ve savcı adaylarının mesleğe daha iyi hazırlanabilmeleri için Türkiye Adalet Akademisi yeniden yapılandırıldı.
  • Hakim ve Cumhuriyet savcılarının kararlarının, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarına uygunluğunun meslekte yükselme süreçleri ve denetimlerinde gözetilmesi sağlandı.
  • Hukuk eğitiminin kalitesinin artırılması için hukuk fakültelerine girişte aranan ve 190 bin olan başarı sıralaması önce 125 bine, daha sonra da 100 bine yükseltildi.
  • Kayseri, Trabzon, Diyarbakır ve Van ‘da Bölge Adliye Mahkemeleri faaliyete geçirilerek bölge adliye mahkemelerinin sayısı 9’dan 15’e çıkarıldı.
  • Adana Bölge İdare Mahkemesi faaliyete geçirilerek bölge idare mahkemelerinin sayısı 7’den 8’e çıkartıldı.
  • Yurt dışında yaşayan vatandaşların konsolosluklarda yaptıkları noterlik işlemlerinin bir örneğinin, Türkiye’deki noterlerden anında alınabilmesi sağlandı.Buna ek olarak bir noterden yapılan işlemin başka bir yerdeki noterden anında alınabilmesi sağlandı. Bu uygulama ile mesafeler ortadan kaldırıldı ve zaman kaybının önüne geçildi.
  • 2020’de tüm noterliklerde güvenli ödeme sistemine geçilerek taraflar arasındaki para transferinin işlem tamamlanmadan gerçekleşmemesi sağlandı.
  • Noterlik hizmetlerinde dijital dönüşüm çalışmaları kapsamında “e-Noter” uygulaması ile vatandaşlara kolaylıklar getirildi.
  • Yargıda şeffaflığın bir gereği olarak kişisel verilerin korunması kaydıyla Hakimler ve Savcılar Kurulunun hakim ve savcılar hakkında verdiği disiplin kararlarının bazılarının kamuoyuna açıklanması sağlandı.
  • Makul sürede yargılanma hakkının daha etkin korunması için HSK Teftiş Kurulu bünyesinde Yargıda Performans Ölçüm ve Takip Merkezi kuruldu.
  • Bilirkişilik reformu kapsamında “Bilirkişilerin Uyacağı Rehber İlkeler ve Bilirkişi Raporlarında Bulunması Gereken Standartlar” belirlendi.
  •  Asliye ceza mahkemelerinin duruşmalarında savcıların bulunması sağlandı.
  • Kadına yönelik şiddet konusunda özel önlemler alındı. Bu kapsamda 2019’da “Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanunun Uygulanması” konulu genelge yayımlanarak birçok yeni uygulamaya işaret edildi ve somut adımlar belirlendi.
  • 2020’de 6284 sayılı Kanun uyarınca verilecek kararlar konusunda HSK tarafından “tedbir mahkemeleri” kuruldu ve faaliyete geçirildi. Her adliyede kadına yönelik şiddet vakaları hakkında tedbir uygulanmasına karar veren alanında uzmanlaşmış hakimler belirlendi. Özellikle nitelikli ve tekrarlanan şiddet vakalarında hakkında verilen tedbir kararlarının, tedbir istenilen kişilere kolluk vasıtasıyla tebliği uygulaması başlatıldı. Aile içi ve kadına yönelik şiddet vakalarının Cumhuriyet başsavcılıklarında kurulan özel bürolarda görevli Cumhuriyet savcıları üzerinden takip edilmesi sağlandı.
  • Mağdur haklarına ilişkin olarak “Suç Mağdurlarının Desteklenmesine Dair Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi” yayımlandı. Bu kapsamda mağdur odaklı adalet yaklaşımının bir gereği olarak mağdur haklarına ilişkin kurumsal yapılanma oluşturuldu. Adalet Bakanlığı bünyesinde Adli Destek ve Mağdur Hakları Dairesi Başkanlığı kuruldu.
  • Adli süreçte kırılgan gruba mensup mağdurların sanık ile yüz yüze gelmeden ve ikincil örselenme yaşamadan ifade ve beyanlarının özel ortamlarda alınması için 89 adliyede 93 adli görüşme odası (AGO) kuruldu.
  • 2020’de eğitim öğretim dönemi itibarıyla hükümlü ve tutukluların infaz sonrasında meslek sahibi olabilmeleri için ceza infaz kurumlarında mesleki eğitim merkezleri açılmaya başlandı. Yargı süreçlerinde oluşabilecek mağduriyetlerin giderilmesi ve yargı süreçlerinin daha hızlı bir şekilde yürütülmesi amacıyla İstanbul Havalimanı’nda Gaziosmanpaşa Adliyesine bağlı bir birim kuruldu.

            28 Temmuz 2020 itibariyle yasalaşan 3. yargı paketi esas olarak yargılama hukukuna ilişkin düzenlemeler içermektedir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun yargısal ilkeler ışığında gözden geçirilmesi, hukuk yargılamasın da ise daha etkin ve verimli bir şekilde çözüme ulaşılabilmesi için uygulama ve doktrinde dile getirilen hukuk yargısına ilişkin sorunların çözüme kavuşturulması paketin genel gerekçesidir. Nesibe K. Konca’nın yargı reformu ve üçüncü yargı paketine ilişkin Kriter Dergi’de yazdığı makale uyarınca, yargı reformu kapsamında çıkarılan yargı paketlerinin nihai yararlanıcısının hak arayan bireyler olduğu kanısı sabittir. Buna ek olarak söz konusu makale de üçüncü yargı paketi ile, Yargı Reformu Strateji Belgesi’nin adalete erişimin kolaylaştırılması, hukuk yargısının sadeleştirmesi ve alternatif uyuşmazlık yöntemlerinin yaygınlaştırılması amaçlarına hizmet ettiği bunun ise toplumsal düzen ve barışın sağlanmasında ve ticari hayatın sürekliliğinin sağlanmasında olumlu etkilere sebebiyet vereceğinin altı çizilmiştir. Bu olumlu etkilerin ise zamanla beraber yargı reformunun bütünsel bir yaklaşım ile hayata geçirilmesi ile ortaya çıkacağı beyan edilmiştir.

            Yukarıda izah ettiğim hususları toparlamak gerekirse; birinci paket ile ifade özgürlüğüne ilişkin mevzuatta yapılan değişikliklerle bireylerin hak ve özgürlük alanları genişletildi, hukuk fakültelerinde okunduğu sırada ve mezun olduktan sonra getirilen yenilikler beyan edildi, genel olarak daha insana, kişiye yönelik düzenlemeler kamuoyuna sunuldu. İkinci paket ile ise ilk pakete nazaran mahkemelerin işleyişleri ve mahkeme yüklerini hafifletici değişiklikler öne sürüldü. Yargıda yapılacak yenilikler ve düzenlemeler gerek mahkemelerin gerekse hakim ve savcıların üzerinden yapıldı. İkinci paket ile gelen bir başka yenilik ise İnfaz Kanunu üzerinden yapılan değişikliklerdi. TBMM’de kabul edilerek yasalaşan üçüncü yargı paketi kapsamında, hukuk uyuşmazlıklarının daha kısa sürede görülebilmesi için basit ve yazılı yargılama usulünde ön inceleme aşamasına ilişkin yeni düzenlemeler getirildi. Buna ek olarak ise e-noter uygulaması ile beraber gelen yenilikler halka arz edildi. Daha önce de bahsetmiş olduğum Nesibe K. Konca’nın Kriter Dergisi’ne yazdığı makale de belirttiği üzere yargı reformu paketleri ile hukuk eğitiminin kalitesinin iyileştirilmesi, yargı mensuplarının nitelik ve niceliğinin artırılmasını sağlayacak ve yapılan değişikliklerin uygulanması ile beraber bireylerin adalet ihtiyacı daha iyi şekilde karşılanacaktır. Bu paketlerin hayata geçirilmesinde hem TBMM’nin hem de Adalet Bakanlığı’nın üzerine düşeni yaptığını söylemek doğru olacaktır. Bütün bunlar göz önüne alındığında ise, mahkemelerin vereceği adil kararlarla beraber güven verici ve herkes tarafından erişilebilen bir adalet sistemi oluşacak, toplumun bu sisteme olan ihtiyacı ise karşılanacaktır.

            30 Mayıs 2019 tarihinden beri yargı reformu kapsamında planlanan 256 faaliyetin 122’si, tamamlanmış olmakla beraber yaklaşık %50’si hayata geçirilen bu belgenin kapsamında bugüne kadar mecliste 3 yargı paketi yasallaşmıştır. Şu an 4. yargı paketi üzerinde çalışmalar devam etmektedir.

KAYNAKÇA:

http://d.barobirlik.org.tr/2019/yargireformunelergetirdi.pdf

https://www.cnnturk.com/2013/turkiye/04/11/4.yargi.paketi.yasalasti/703858.0/index.html

https://www.milliyet.com.tr/gundem/2-yargi-paketinde-hangi-konular-var-iste-yeni-yargi-paketi-ile-ilgili-detaylar-6226218

https://www.trthaber.com/haber/gundem/yargida-reform-adimlari-insan-haklari-eylem-plani-aciklanacak-560375.html

https://kriterdergi.com/siyaset/yargi-reformu-strateji-belgesinin-ucuncu-yargi-paketi

https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/1177559

                                                                                                                                  Miray Yüksel

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir