BONODAN KAYNAKLANAN MENFİ TESPİT DAVASI

KİRACININ BİR TAŞINMAZI KİRAYA VERENE KARŞI BORÇLARI VE TEMERRÜT’ÜN KİRACI AÇISINDAN SONUÇLARI
24 Mart 2021
CEZA MUHAKEMELERİ KANUNU KAPSAMINDA KORUMA TEDBİRLERİ
24 Mart 2021

BONODAN KAYNAKLANAN MENFİ TESPİT DAVASI

I)Menfi Tespit Davası:
Borcu bulunmayan kişilerce bir hak veya hukuki ilişkinin mevcut olmadığının tespiti için açılan dava, menfi tespit davasıdır. Borçlu bu davayı, alacaklı tarafından bir icra takibi başlatılmadan önce açabildiği gibi, takip sonrasında da açabilmektedir. İcra ve İflas Kanunu’nun 72. maddesinde düzenlenen menfi tespit ve istirdat davaları, maddi hukuk açısından borçlu olmayan kişiye, borçlu olmadığının tespiti ve ödeme yapmış ise ödenen paranın iadesi için getirilen hukuki imkânlardır. Nitekim İcra ve İflas Kanunu’nun 72/I-II. maddesi gereğince “ Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tesbit davası açabilir. İcra takibinden önce açılan menfi tesbit davasına bakan mahkeme, talep üzerine alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir. Menfi tespit davasında davacı sıfatı, davayı açmakta korunmaya değer bir hukuki yararı olan borçlu veya mirasçılarına aittir. Davalı sıfatı ise henüz açılmış bir icra takibi yok ise alacaklı olduğunu iddia eden kişiye, bu kişinin mirasçılarına veya iddia konusu alacağı temlik alan kişilere, eğer mevcut bir icra takibi var ise, takip alacaklısına aittir Menfi tespit davasındaki en önemli kriter hukuki yararın varlığıdır. Hukuki yararın mevcut olmadığı durumlarda açılacak olan menfi tespit davalarında, davanın reddi gerekecektir.

II)Bonodan Kaynaklı Menfi Tespit Davası:
Kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takipte; takip borçlusunun, menfi tespit davası açmakta kural olarak hukuki yararı vardır. Çünkü, bu takip yolunda imzaya ve borca itiraz icra takibini durdurmaz.

A)Borca İtiraz Yönünden:
Borçlunun elinde ödeme emrine karşı icra mahkemesinde yapacağı itirazın kabulünü sağlayacak resmi bir belge varsa, icra takibinden önce menfi tespit davası açmakta hukuki yararının bulunmadığı söylenebilir.


B)İmzaya İtiraz Yönünden:
İcra ve İflâs Kanunu’nun 170. maddesinde yapılan değişiklik gereğince “Kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takipte imzaya itiraz, icra dairesine değil, icra mahkemesine yapılacak ve bu itiraz icra takibini kendiliğinden durdurmayacaktır. Sadece icra mahkemesi, evrak üzerinde yapacağı inceleme ile takibin geçici olarak durdurulmasına karar verebilecektir “

III) İspat Yükü:
Menfi tespit davasında kural olarak, hukuki ilişkinin varlığını ispat yükü davalı/alacaklıdadır ve alacaklı hukuki ilişkinin ( borcun ) varlığını kanıtlamak durumundadır. Borçlu bir hukuki ilişkinin varlığını kabul etmiş, ancak bu hukuki ilişkinin senette görülenden farklı bir ilişki olduğunu ileri sürmüşse bu kez, hukuki ilişkinin kendisinin ileri sürdüğü ilişki olduğunu ispat külfeti davacı borçluya düşmektedir. Zira davacı borçlu, senedin varlığını kabul etmekle birlikte bir hukuki ilişkiye dayanmadığını değil, başka bir hukuki ilişkiye dayandığını ileri sürmekte; temelde bir hukuki ilişkinin varlığını kabul etmektedir.


IV) Özel Durumlar:


A) Senedin Teminat Senedi Olması:
Kambiyo senedinin teminat senedi olduğu ve teminata dayanarak hak talep etme şartlarının oluşmadığı, zira temin edilen riskin gerçekleşmediği öne sürülerek de menfi tespit davası açılabilir Bir teminat bonosundan söz edilebilmesi için, ya bonoyu düzenleyen kişinin temel ilişkiden kaynaklanan ediminin (cezai şart öngörülen durumlar dışında) doğrudan doğruya belirli bir para borcunun ödenmesi olmaması yani paradan başka bir edim olması, ya da alacaklının uğrayacağı muhtemel zararları güvenceye bağlamak amacı ile bonoyu vermiş olması gerekir

B) Bedel Kaydı Unsurunun Zorunlu Olmaması:
Yerleşik Yargıtay içtihatları ve öğretide kabul edildiği üzere, bonolara özgü seçimlik unsurlardan biri de temel borç ilişkisinden kaynaklanan borcun dayandığı nedenin gösterilmesine yönelik “bedel kaydı”dır. Yinelemek gerekirse “bedel kaydı” kambiyo senedinin ihtiyari kayıtlarındandır. Bu kayıt keşidecinin ( borçlunun ), senedin lehdarından ( alacaklıdan ) karşı edayı aldığını ispata yarar. Aslında kambiyo senetleri hukuku yönünden bu kayıtların bir anlamı ve önemi yoktur. Çünkü kambiyo senedinin düzenlenmesiyle, mücerret bir borç ilişkisi yaratılmaktadır. Bu nedenle de karşı edimin elde edilip edilmediğinin önemi de bulunmamaktadır. Temel borç ilişkisinin bir sözcükle senede yansıtılması şeklinde ortaya çıkan bedel kaydının varlığı ya da yokluğu senedin bono niteliğini etkilemez. Bedel kayıtları daha çok keşideci ile lehdar arasındaki iç ilişki yönünden ve ispat konusunda önem taşır. Kişisel defi nedenlerinin varlığının kanıtlanmasını kolaylaştırır.

V)Uyuşmazlık Çözümünde Uygulanacak Hukuk:
Kambiyo ilişkisinin altında esas itibariyle bir asıl/temel borç ilişkisi vardır. Kambiyo senedinden kaynaklanan talebin geçerliliği, temel ilişkiden kaynaklanan temel talebin ve bununla ilgili olarak taraflar arasında varılmış amaca dair mutabakatın geçerliliğinden tamamen bağımsızdır. Kambiyo senedinden doğan talep hakkına kambiyo hukuku, temel talebe ise, bu talebin ait olduğu hukuk kuralları uygulanır.

VI)Zamanaşımı:
İcra İflas Kanunu 72 Madde gereğince “Borçlu takibe itiraz etmemiş veya itirazı kaldırılmış olan borçlu eğer borcu ödemiş ise ödediği tarihten itibaren 1 sene içerisinde genel mahkeme de dava açarak bu paranın geri alınmasını istemelidir. Aksi halde zamanaşımı söz konusu olacaktır.”

KAYNAKÇA
• Karslı Abdurrahim, İcra Hukuku Ders Kitabı, Alternatif Yayıncılık, İstanbul 2010
• Ahmet Türk, Kambiyo Senedi Borçlusu Tarafından Açılan Bedelsizliğe ve Hükümsüzlüğe Dayalı Menfi Tespit Davalarının Gösterdiği Özellikler
• Kuru Baki, İcra Hukuku Ders Kitabı
• T.C. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Kararları
• T.C. Yargıtay 19.Hukuk Dairesi Kararları

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir